BURSA BAROSU

BASIN AÇIKLAMASI - 10 ARALIK DÜNYA İNSAN HAKLARI GÜNÜ (11.12.2015)


Bu Haberi

Bu Haberi

Tweetle


 

BURSA BAROSU İNSAN HAKLARI GÜNÜ SEBEBİYLE BİR BASIN AÇIKLAMASI YAPTI

Bursa Barosu, 10 Aralık İnsan Hakları Günü vesilesiyle bir basın açıklaması yaptı. BAOB’da düzenlenen Stajyer Avukat Eğitimi öncesinde konuşan Bursa Barosu Başkanı Av. Ekrem Demiröz ve Bursa Barosu İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Av. Kemal Özgür Yetkin, Türkiye’nin son yıllarda insan hakları ve özgürlükleri konusunda oldukça olumsuz bir tablo çizdiğini ifade etti.

Bursa Barosu, 10 Aralık İnsan Hakları Günü sebebiyle BAOB’da bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Çocuklar tarafından yapılan ‘İnsan Hak ve Özgürlükleri’ temalı resim sergisinin de açıldığı program öncesinde konuşan Bursa Barosu Başkanı Av. Ekrem Demiröz, İnsan hakları kavramının ancak haksızlığa uğranıldığında anlaşıldığını ifade eden Bursa Barosu Başkanı Av. Ekrem Demiröz, her bireyin diğerinin haklarını kesinlikle saygılı olması gerektiğinin altını çizerek, “Bu ülkede bir kişiye haksızlık yapıldığı zaman hepimize haksızlık yapıldığını kabul ettiğimiz zaman belki bir şansımız olabilir” dedi.

“Önce kanunu koyanlar uymalı”

Türkiye’de son yıllarda insan hakları ve özgürlükleri noktasında oldukça olumsuz bir tablonun ortaya konduğunu söyleyen Başkan Demiröz, “Bizim isteğimiz kanun koyanların kişilerin bu kanunlara önce kendilerinin uymasıdır” şeklinde konuştu.

Tablo kötü…

Demiröz’ün ardından söz alan Bursa Barosu İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Kemal Özgür Yetkin ise, “İnsan hakları bildirgesini kabulünden itibaren aradan geçen uzun yıllara rağmen maalesef ülkemiz insan hakları anlamında hala kötü bir durumda olup, hak ve özgürlükler açısından neredeyse her geçen yıl bir öncekinden daha kötü bir tablo ortaya koymaktadır” ifadelerini kullandı.

Bursa Barosu İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Kemal Özgür Yetkin açıklamasını şöyle sürdürdü;

“Yakın bir zamanda Cumhuriyet Gazetesi’nde siyasi iktidarın MİT’e ait tırlar ile cihatçı terör örgütlerine silah sevkiyatı yaptığına dair haberler yer almıştır. Cumhurbaşkanı’nın ‘O haberi yapan gazetecinin peşini bırakmam’ demesinden ve iktidar yanlısı basının hedef göstermesinden sonra haberi yapan Can Dündar ve aynı gazetenin Ankara temsilcisi Erdem Gül tutuklanmıştır.

Cihatçı terör gruplarına silah sevkiyatı iddiası hakkında hesap vermesi gereken iktidar faturayı MİT tırları hakkında soruşturma açan savcılara çıkarmıştır. Kara bir mizah örneği sayılabilecek bir şekilde görevini yapan savcılar ve gazeteciler tutuklanmıştır.

Suçüstü durumuna, tutanaklara, video kayıtlarına, tanık beyanlarına rağmen tırlar ile silah sevkiyatına ilişkin soruşturma kapatılmıştır. Uluslar arası kamuoyunda ise siyasi iktidarın insanlık düşmanı cihatçı çetelerle ilişkisi sorgulanmaktadır. Unutulmamalıdır ki, insanlık suçlarında zaman aşımı yoktur. Bugün gelinen noktada ülkemizde bağımsız yargı, adil yargılama, etkin soruşturmadan ve basın özgürlüğünden bahsetmek mümkün değildir.

Bu karanlık tabloya rağmen biz İnsan Hakları savunucusu Avukatlar olarak yılmayacağız, pes etmeyeceğiz. Temel hak ve özgürlüklerin korunması, olmayanların yaşama geçmesi için hukuk mücadelesine devam edeceğiz”

 



BASIN AÇIKLAMASI TAM METNİ


BASINA   VE KAMUOYUNA
10.12.2015


Bilindiği üzere İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi 1948 yılında yine  bir 10 Aralık günü kabul edilmiştir.Bildirgenin kabul edildiği tarih olan 10 Aralık günü her yıl dünya insan hakları günü olarak anılmaktadır.

İnsan Hakları Bildirgesinin kabülünden  itibaren aradan geçen uzun yıllara rağmen maalesef ülkemiz insan hakları anlamında hala kötü bir durumda olup hak ve özgürlükler açısından  nerdeyse her geçen yıl bir öncekinden daha  kötü bir tablo oluşmaktadır.

Yüzyıllılar önce İngiliz Kralı John’un  yetkileri Mağna Carta ile sınırlanmıştır. Mağna Carta’nın önemi Kral bile olunsa  yetkilerin hukukla sınırlı olduğu  ve kralın hukuka uymak zorunda olduğunun kabül edilmesidir.Maalesef bugün ise güçler ayrılığı bile bulunmamaktadır. Yasamanın  yani TBMM nin danışma meclisi kadar bir önemi kalmamıştır.Yargı ise iktidarın sopası hüviyetindedir.Fiiliyatta olan tek adamlık rejiminin  ise resmi hale uygun gelmesi için başkanlık dayatması yapılmaktadır.

Yakın bir zamanda  Cumhuriyet Gazetesi’nde siyasi iktidarın MİT’e ait  tırlar ile cihatçı terör örgütlerine silah sevkiyatı yaptığına dair haberler  yer almıştır.Cumhurbaşkanının ‘O haberi yapan  gazetecinin’ peşini bırakmam demesinden ve iktidar yanlısı basının hedef göstermesinden sonra haberi yapan Can Dündar ve aynı gazetenin Ankara temsilcisi Erdem Gül  tutuklanmıştır.

Yine daha önce MİT tırlarıyla ilgili soruşturmaya gizlilik kararı getirilmiştir.Cihatçı terör gruplarına silah sevkiyatı  iddiası   hakkında hesap vermesi gereken iktidar faturayı Mit Tırları hakkında soruşturma açan savcılara çıkarmıştır.Kara bir mizah örneği sayılabilecek bir şekilde görevini yapan savcılar tutuklanmıştır. Suçüstü durumuna,tutanaklara ,video kayıtlarına,tanık beyanlarına, rağmen tırlar ile  silah sevkiyatına ilişkin soruşturma kapatılmıştır.Uluslararası kamuoyunda ise siyasi iktidarın insanlık düşmanı  cihatçı çetelerle ilişkisi sorgulanmaktadır.

Unutulmamalıdır insanlık suçlarında zamanaşımı yoktur.

Bugün gelinen noktada ülkemizde bağımsız yargı ,adil yargılama etkin soruşturmadan bahsetmek mümkün değildir.

Basın özgürlüğünde de  vahim bir durum yaşanmaktadır. Basın özgürlüğü sınırlı durumlar dışında yoktur.Yakın bir zamanda kayyum adı altında muhalif  haber kanallarına,gazetelere canlı yayında el konulduğuna tanık
olunmuştur.El konulan muhalif  TV  kanalları ve gazeteler kayyumdan sonra iktidarın yayın organı haline getirilmiştir.

Samanyolu Grup Başkanı Hidayet Karaca Tv yayınları hata dizi senaryosu gerekçe yapılarak  tutuklanmıştır.Yine Doğan medya hedef gösterilmiş ,Hürriyet Gazetesi İktidar partisi yandaşlarınca basılmış yetmemiş aynı gazetenin yazarı Ahmet Hakan darp  edilmiştir.

Sınırlı sayıda olan muhalif basın ise tehdit,yargı kıskacı ve para cezalarıyla yıldırılmaya çalışılmaktadır.

İnsan hakları günü olan bugün İstanbul adliye Sarayın’da Birgün Gazetesi çalışanlarının yargılanmasına devam edil mektedir.

Yine Cumhurbaşkanına hakaret iddiasıyla yüzlerce vatandaş yargılanmakta hatta düşünce özgürlüğü  hiçe sayarak cezalandırılmaktadır.

İfade ve  düşünce özgürlüğü-toplantı ve gösteri yapma hakkı ise bugün kimi durumlarda ölümü göze almayı gerektir  hale gelmiştir.

Hedef gösterilen  muhalefet partisi HDP’nin onlarca binası güvenlik güçlerinin gözü önünde  taşlanmış ,ateşe verilmiş,parti mensupları saldırıya uğramıştır.Öncesinde olduğu gibi olay sonrasında da saldırganlar hakkında etkin bir soruşturma yapılmamıştır.

Bir Tv  proğramındaki ifadeleri   nedeniyle Diyarbakır Baro Başkanı Av.Tahir ELÇİ  önce hedef haline getirilmiş sonrasında ise gündüz vakti Diyarbakır’ın ortasında katledilmiştir.Kimilerinin  tutuklansaydı öldürmezlerdi  diye düşünmeleri yaşanan çaresizliği,ifade özgürlüğüne tahammülün olmadığını  göstermektedir.

Suruç’ta basın açıklamasında, Muhalefet partisinin seçim mitinginde,En son Ankara Barış mitinginde canlı bombalar ile katliamlar yaşanmıştır.Toplantı ve gösteri yapmak hakkını güvenceye almak  için siyasi iktidar  maalesef üzerine düşen yükümlüğü yerine getirmemektedir.

Başbakan ise ‘canlı bombalara patlamadan bir şey yapamayız’ diyerek konuya verdiği önemi ortaya koymuştur.En son terör örgütünün Gaziantep’te canlı bomba yeleği üretimi için atölye açtığı haber olmuştur.Ülkemiz  insan hakları için daha da büyük tehdit altındadır.

Bu karanlık tabloya rağmen biz İnsan Hakları savunucusu Avukatlar olarak yılmayacağız ,pes etmeyeceğiz.Temel hak ve özgürlüklerin korunması,olmayanların yaşama geçmesi için hukuk mücadelesine devam edeceğiz.10.12.2015

Bursa Barosu İnsan Hakları Komisyonu

 
 

BURSA BAROSU BAŞKANLIĞI - İLETİŞİM BİLGİLERİ - 444 50 99
Adres: Kıbrıs Şehitleri Caddesi Adalet Sarayı G-Blok Kat:1 Osmangazi / BURSA
Telefon (0224) 251 66 06
Faks (0224) 251 62 49
E-Posta baro@bursabarosu.org.tr
CMK Servisi - Telefon (0 224) 272 50 44 – 272 50 67
Adli Yardım Servisi - Telefon (0 224) 223 28 23