BURSA BAROSU

Bursa Barosu tarafından Baro Kadın Hakları Komisyonunun da katkıları ile 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü etkinlikleri kapsamında, Botanik Park Beceren Restoran’da kahvaltı düzenlendi. (07.03.2016)


Bu Haberi

Bu Haberi

Tweetle


Bursa Barosu tarafından Baro Kadın Hakları Komisyonunun da katkıları ile 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü etkinlikleri kapsamında, Botanik Park Beceren Restoran’da kahvaltı düzenlendi.

Bursa Barosu Kadın Hakları Komisyonu Başkanı Avukat Nevin Palacıoğlu Canbaz, Bursa Barosu Başkan Yardımcısı Avukat Neslihan Aktosun, Bursa Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Pelin Yılmaz’ın da hazır bulunduğu kahvaltıya, kadın hâkimler ile avukat ve stajyer avukatlar katıldı.

Gün boyu devam eden etkinlikler kapsamında Avukat ve Yazar Mine Rana Dayıoğlu “Mutluluk Reçetesi Doğal Beslenme” adlı kitabını imzalarken, “6284 Sayılı Kanun, Uygulamada Karşılaşılan Sorunlar ve Çözüm Önerileri” konulu söyleşi gerçekleştirildi. Söyleşide konuşan Bursa Barosu Kadın Hakları Komisyonu Başkanı Avukat Nevin Palacıoğlu Canbaz, kadına karşı işlenen suçun, bir insanlık suçu olduğuna vurgu yaptı. “6284 Sayılı Kanun, Uygulamada Karşılaşılan Sorunlar ve Çözüm Önerileri” hakkında açıklamalarda bulunan Nevin Palacıoğlu Canbaz, bu kanuna ilk çıktığında ümitle baktıklarını, fakat yıllar geçtikte uygulamalarda görülen eksikliklerin ümitlerini tükettiğini söyledi. Canbaz, “Bu kanun, ilk defa, şiddetin henüz uygulanmadan, tedbirlerle engellenmesi amacını taşıyor. Çıktığında özellikle çok ümitliydik. Ancak kanunun çıkması yetmedi. Sadece 2015 yılında 280’e yakın kadınımız boşanmak istediği veya ayrılmak istediği için eşinden şiddet gördü veya boşandığı eşi tarafından öldürüldü. Şiddetin en ağır boyutu ile yaşam hakları ellerinden alındı. Bu kapsamda değerlendirdiğimizde,  2012 yılında çıkan kanunun, çıktığı dönemdeki ümidimiz kırılmış durumda. Neden? Çünkü eksik uygulanıyor. Uygulamada sorunlarımız var” dedi.

Canbaz: Şiddet, toplumun en önemli sorunu

Kanunla birlikte gerekli mekanizmaların kurulması gerektiğini ancak şu ana kadar bu mekanizmaların kurulmadığını iddia eden Nevin Palacıoğlu Canbaz, şunları söyledi:

“Bunların içerisinde en önemlisi de sığınma evlerinden ziyade, şiddeti uygulayan erkeklerin öfke kontrolünü yapabilmeleri. Eğer bir bağımlılıkları varsa, bu bağımlılıkla mücadelenin yapılabileceği merkezler kurulmadığı müddetçe, sadece kadını ve çocukları alıp sığınma evlerine yerleştirmek, sorunu çözmedi, çözemez. Çünkü o sığınma evinde kalmak 6 ay gibi kısıtlı bir süre için geçerli. 6 ay sonra kadınlar tekrar ya mecburiyetten ya da çaresizlikten yine şiddet gördüğü eve dönmek durumunda kalıyor. Oysa şiddet uygulayan kişiye ilişkin tedavi ya da herhangi bir şekilde şiddeti uygulamaması konusunda bir eğitim söz konusu olmadığı için kadınlar yeniden aynı şiddete maruz kalıyor. Bu kısır döngüyü kıramadık. Bu sebeple, Türkiye Cumhuriyeti uluslararası sözleşmeyi imzalamakla her şekilde kadına ve çocuğa uygulanan şiddetin önlenmesi mekanizmasını yerine getirmedi. Bunu talep ediyoruz öncelikle. Gerçekten şu anda şiddet toplumun en büyük sorunu. Bir ülkede şiddet varsa hiçbir birey mutlu değildir. Mutsuz bireylerden oluşan toplumlarda huzur olmaz, biz ülkemizde her yönüyle bunu yaşıyoruz. Toplumsal huzurumuzu kaybettik, geleceğe kaygılı nesiller yetiştiriyoruz.”

---Bir insanlık suçu---

Kadına karşı işlenen suçun, bir insanlık suçu olduğuna vurgu yapan Bursa Barosu Kadın Hakları Komisyonu Başkanı Avukat Nevin Palacıoğlu Canbaz, “Namus cinayetleri altında kadının öldürülmesi konusunda erkeklere indirim uygulanmasını veya daha önce suç işlemedi diye ya da mahkemede saygılı durdu diye kadına karşı işlediği suçtan indirim almamasını istiyoruz. Çünkü kadına karşı işlenen suç bir insanlık suçudur. İnsanlık suçlarında bu indirimlerin olmaması gerektiğini ve Meclis’in bu konuda bir yasa çıkarmasını talep ediyoruz. En büyük talebimiz bu. Bir de yasaların uygulanmasında da eşitlik istiyoruz. Bir kadın aynı suçu işlediğinde erkeğe verilen indirimlerden yararlanamıyor. O zaman hem yasaların uygulanmasında bir eşitsizlik var, hem kadına karşı işlenilen suçlarda erkeğe daha toleranslı davranan mahkemeler nedeniyle yine bir eşitsizliğin mağduruyuz. Her şekilde mağduruz. Bu amaçla Meclis’in toplanıp şiddeti konuşup, şiddetin önlenmesi mekanizmalarının nasıl çalışacağını yönetmeliklerle ve gerekli kurumları kurarak, sorunu çözmesi lazım.” diye konuştu.

---En büyük şiddet aile içinde yaşanıyor---

Türkiye’de kadının şiddetle karşı karşıya olduğuna ve her alanda engellenmelere maruz kaldığına dikkat çeken Nevin Palacıoğlu Canbaz, açıklamalarını şöyle tamamladı:

“Kadın en büyük şiddeti de aile içerisinde görüyor aslında. Ailede destek görmeyerek, ailede yaşamla ilgili her alanda desteklenmeyerek, engellenerek şiddetin başka bir türünü yaşıyor. Bu anlamda 8 Mart çok önemli. İşçi kadınlarımızın emeklerinin karşılığını alamadığı bir ülkede ve dünyada yaşıyoruz. İnşallah önümüzdeki yıllarda tüm bireylerin eşit olduğu, eşit işe eşit ücret aldığı ve kadınlar için de her alanda eşitliğin sağlandığı bir dünya olmasını diliyorum.”

Söyleşi soru-cevap kısmı ile sona ererken, söyleşiye katılanlar günün anısına bir fotoğraf çektirdi.

Etkinlikler, yönetmenliğini Niki Caro’nun yaptığı 2005 yılı yapımı "Tek Başına" adlı filmin gösterimi ile sonra erdi

 

   

 

 
 

BURSA BAROSU BAŞKANLIĞI - İLETİŞİM BİLGİLERİ - 444 50 99
Adres: Kıbrıs Şehitleri Caddesi Adalet Sarayı G-Blok Kat:1 Osmangazi / BURSA
Telefon (0224) 251 66 06
Faks (0224) 251 62 49
E-Posta baro@bursabarosu.org.tr
CMK Servisi - Telefon (0 224) 272 50 44 – 272 50 67
Adli Yardım Servisi - Telefon (0 224) 223 28 23