BURSA BAROSU

BASIN AÇIKLAMASI - 21 KASIM 2016 (21.11.2016)


Bu Haberi

Bu Haberi

Tweetle


BASIN AÇIKLAMASI 21.11.2016

BURSA BAROSU BAŞKANI AV. ALTUN: HATADAN DÖNÜLECEĞİNİ UMUYORUZ…
AV. ALTUN: ANAYASAYA VE TEMEL ÇOCUK HAKLARINA UYGUN DAVRANMASINI İSTİYORUZ
Bursa Barosu tarafından, TBMM Genel Kurulu'na sunulan ve yarın görüşülecek olan “Cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir neden olmaksızın 16/11/2016 tarihine kadar işlenen cinsel istismar suçundan, mağdurla failin evlenmesi durumunda, Ceza açıklanmasının geri bırakılmasına, hüküm verilmiş ise cezanın infazının ertelenmesine karar verilir. Zamanaşımı süresi içinde evliliğin, failin kusuruyla sona ermesi halinde fail hakkındaki hüküm açıklanır veya cezanın infazına devam olunur. Bu fıkra uyarınca fail hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına veya cezanın infazının ertelenmesine karar verilmesi durumunda, suçtan azmettiren veya işlenişine yardım edenler hakkında kamu davasının düşmesine veya infazının ortadan kaldırılmasına karar verilir.” şeklinde önerge ile alakalı basın açıklaması yapıldı.

Çok sayıda avukatın hazır bulunduğu ve Bursa Adalet Sarayı önünde yapılan basın açıklamasını, Bursa Barosu Başkanı Avukat Gürkan Altun kamuoyu ile paylaştı.
Avukat Gürkan Altun’un basın mensuplarıyla paylaştığı metin aşağıdaki gibidir.

Basına ve Kamuoyuna
Bilindiği üzere Anayasa Mahkemesi 12.11.2015 günlü kararı ile Çocuklara yönelik cinsel istismarı ele alan Türk Ceza Kanunu’nun 103/2 “6545 sayılı Kanun’un 59. maddesi ile değişik” maddesini Anayasanın 2.maddesinde öngörülen “hukuk devleti” ilkesine aykırı olduğundan bahisle oyçokluğu ile iptal etmiş ve iptal kararının Resmi Gazete’de yayımlanmasından başlayarak 1 yıl sonra yürürlüğe girmesini uygun bulmuştu. Anılan karar 11.12.2015 tarihinde resmi gazetede yayınlandığından 103/2.maddesinin yeniden düzenlenmesi için önümüzde kısıtlı bir sürenin kaldığı da aşikardır.

Biz Bursa Barosu olarak Çocuklara yönelik cinsel istismarı ele alan TCK'nın 103/2. maddesinin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesinden sonra farklı platformlarda endişe ve kaygılarımızı dile getirerek TBMM’nde Çocuk Hakları Komisyonu kurulması yönünde öneri ve talepte bulunmuştuk. Bu öneri ve talebimizi çocuk hakları konusunda emek ve çaba sarfetmiş avukat, hakim, savcı, sosyolog ve pisikolog görüşleri ile desteklemiştik. Bursa Barosu TBMM de çocuk hakları komisyonu kurulması için Bursa’nın hukukçu milletvekilleri başta olmak üzere milletvekillerinden destek istemiş, gerek yerel, gerekse ulusal yazılı ve görsel basına yaptığımız açıklamalar ile de endişe ve kaygılarını kamuoyu ile paylaşmıştı. İçerisinde bulunduğumuz süreç ve TCK 103/2 maddesi görüşülürken ortaya atılan ve kamuoyunda “tecavüzcülerin affı” olarak adlandırılan geçici madde değişikliği maalesef endişelerimizde haksız olmadığımızı gösterdi. 17 Kasım 2016 gecesi  TBMM Genel Kurulun’a verilen değişiklik teklifine alelacele eklenen geçici madde teklifi ile, cinsel istismar failinin mağdur ile evlenmesi halinde verilen cezaya yönelik olarak hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verileceği düzenlemesi önerilmiştir. Bu düzenlemeye göre;

"Cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir neden olmaksızın 16/11/2016 tarihine kadar işlenen cinsel istismar suçunda, mağdurla failin evlenmesi durumunda, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231.maddesi’ndeki koşullara bakılmaksızın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, hüküm verilmiş ise cezanın infazının ertelenmesine karar verilir. Zamanaşımı süresi içinde evliliğin, failin kusuruyla sona ermesi halinde fail hakkındaki hüküm açıklanır veya cezanın infazına devam olunur. Bu fıkra uyarınca fail hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına veya cezanın infazının ertelenmesine karar verilmesi durumun da, suça azmettiren veya işlenişine yardım edenler hakkında kamu davasının düşmesine veya infazının ortadan kaldırılmasına karar verilir." Şeklinde bir hüküm getirilmek istenmiştir.

Bu öneri çocuklara tecavüzü adeta suç olmaktan çıkarır nitelikte olup açıkça çocukların cinsel dokunulmazlığına karşı bir saldırıdır. Çocukların cinsel dokunulmazlığı aleyhine yapılan hiçbir düzenlemenin biz hukukçular tarafından kabul edilebilir bir tarafı olmadığı gibi kamu vicdanında da yeri olmadığını belirtmek zorundayız. Yapılmak istenen düzenleme ile adeta çocuk istismarları kurumsallaştırılmak istenmektedir. Bilinmelidir ki, çocuk ve kadına yönelik şiddet ve cinsel saldırı suçları; Türkiye’nin de taraf olduğu İstanbul Sözleşmesi’nde de açıkça belirtildiği gibi uzlaştırma ve arabuluculuğun asla kabul edilemeyeceği bir alandır. Yine getirilen düzenleme ile, 15 yaşından küçük çocuklara yönelik cinsel istismar suçunun failleri cezasız bırakılacaktır. Bu teklifin yasalaşmasından sonra sıra evlenme yaşının çok daha aşağılara belki de onbeşe indirilmesi getirilecek ve çocukların yanında  kadınların da eve kapatılması, toplumsal hayattan dışlanması, istismar yoluyla da olsa “evinin kadını yapılması” sürecini başlatılacaktır. 

TBBM’nin cinsel istismar vakıaların önlenmesine ve çocukların istismardan kurtarılmasına yönelik hamleler yapması gerekirken ve yine bu kapsamda çocuk hakları komisyonu kurulmasını beklerken bunun tam aksi yönünde bir yasa teklifinin gelmesini büyük üzüntü ve endişe ile karşılıyoruz.  Bu içerikteki bir yasa değişikliği suçu önlemez. Salı günü yapılacak oylamada tasarının meclisten geçmesi çocuk yaşta evlilikleri ve suçu özendirir, suçluyu ödüllendirir ve tecavüzü de suç olmaktan çıkarır.  Düzenleme ile 15 yaşın altındaki çocuklara yönelik cinsel istismarın hedeflendiği açıktır. Kaldı ki Türk Ceza Kanunu’na göre 15-18 yaş grubundaki çocuklara yönelik cinsel suçlar reşit olmayanlarla cinsel ilişki olarak düzenlenmiş olup zaten şikâyete bağlı bir suçtur. Şikayet yoksa, rıza varsa ve rızayı sakatlayan bir hal de söz konusu değilse ceza tesisine de yer yoktur. Düzenleme ile gerekçesi birbiriyle tamamen alakasız ve bağımsızdır.

Bilinmelidir ki çocuk evlilikleri “bir de mağdurun çocuk, failin ise yetişkin olduğu vakıalara dayalı olanları" çocuğu nesneleştiriyor, çocuğu da çocukluğunu da yok sayıyor, cinsiyete dayalı eşitsizliği arttırıyor, çocukları öldürüyor. Çocuk yaşta maruz kalınan bu vahim olay karşısında, mağdurun psikolojisi ve geleceği yok sayılarak, suçun faili tarafından tüm hayatının ipotek altına alınmasına zemin hazırlayan düzenleme temel insan haklarından uzak, hukuken mesnetsizdir. Bu düzenleme adil olmadığı gibi, ahlaki ve insani de değildir.

Biz Bursa Barosu olarak geçmişte olduğu gibi bugün de çocuklara yönelik hak ihlallerinin karşısında yer alacağımızı ve tüm saldırılara karşı çocukların yanında yer alacağımızı kamuoyu ile paylaşır, biran önce kanun tasarısında imzası olanların, zımnen ve açıkça destekleyenlerin bir kez daha düşünmesini, bu ülkenin gerçeklerine, tarafı olduğumuz uluslararası sözleşmelere, anayasaya ve temel çocuk haklarına uygun davranmasını ve önergeyi iptal etmelerini arzu ediyor ve hatadan dönüleceğine inanıyoruz.

Bursa Barosu Başkanlığı

 


 
 

BURSA BAROSU BAŞKANLIĞI - İLETİŞİM BİLGİLERİ - 444 50 99
Adres: Kıbrıs Şehitleri Caddesi Adalet Sarayı G-Blok Kat:1 Osmangazi / BURSA
Telefon (0224) 251 66 06
Faks (0224) 251 62 49
E-Posta baro@bursabarosu.org.tr
CMK Servisi - Telefon (0 224) 272 50 44 – 272 50 67
Adli Yardım Servisi - Telefon (0 224) 223 28 23