BURSA BAROSU

Adalet Bakanı Sayın Mehmet Ali Şahin'i ziyaret eden Bursa Barosu Başkanı Av.Asude Şenol ve Yönetim Kurulu üyeleri, Avukatlık mesleği ve Bursa Adliyesinin bir kısım sorunları ile ilgili olarak görüşlerini iletti. (15.02.2008)


Bu Haberi

Bu Haberi

Tweetle


 
 
Sayın Mehmet Ali Şahin
Adalet Bakanı


Konu: Avukatlık mesleği ve Bursa Adliyesinin bir kısım sorunları ile ilgili olarak Bursa Barosu’nun görüşleri


1- Adil yargılamanın olmazsa olmaz koşulu olan savunmayı temsil eden avukatlık mesleği, adalet mekanizmaları içinde olması gereken yerde bulunmamaktadır. Savunma hakkı ve dolayısıyla avukatlık mesleğinin güçlendirilmesi için bir hukuk devletine yakışır şekilde yürütme ve yasama tarafından yapılması gereken düzenlemeler yapılmadığı gibi, tam tersine uygulamalar ve düzenlemeler yapıldığına tanık olmaktayız.
Adaletin üç eşit unsuru olan sav-savunma ve kararı oluşturan hakim-savcı-avukat üçlemesinde hakim ve savcının asli unsur, avukatın ise fer’i unsur gibi algılanması ve bu doğrultuda kararlar alınarak uygulanması veya bu konudaki yanlış uygulama ve koşulların düzeltilmemesi, hukuk devleti açısından önemli eksiklikler taşımaktadır.
Avukatların yargının diğer unsurlarına göre olumsuz ayrıma tabi tutulması ve adeta bir üvey evlat gibi görülmesinin çarpıcı, somut bir örneği olarak Bursa Adliyesinde, avukat araçlarının otoparktan, üye sayımıza orantılı makul miktarda yerden yararlanması için talebimizin kabul edilmemesi nedeniyle dava açmak zorunda kalındığında, Bakanlıkça bu davaya verilen cevapta “avukatların mesai mefhumu olmayan bir meslek mensubu olarak adliye olanaklarından yararlanmakta hakim ve savcılarla eşit konumda olamayacağı” beyan edilmiştir.
Bu ifade avukatlığa bakış açısını çok net biçimde ortaya koymaktadır.
Avukatlığın bağımsız, serbest meslek olması ve doğrudan Adalet Bakanlığı’na bağlı olmamasına karşın, yargılama süreci içindeki yeri ve savunma hakkını temsil niteliği itibariyle, sahip olduğu öneme uygun düzenlemeler yapılmasının hukuk devletinin öncelikli görevi olduğuna inanıyoruz.

2- Bu nedenle avukatlığın Anayasanın yargı bölümünde yer alması için gerekli düzenlemelerin yapılmasını talep ediyoruz.

3- Yargılama sürecinde sav ve savunmanın üstelendiği roller bakımından duruşma salonunda savcıların mahkeme heyeti ile birlikte değil, savunma ile aynı düzeyde yer almaları gerekir.
../..

4- Avukatların yargı içindeki konumu ve kamu hizmeti niteliği itibariyle, yurt dışına çıkışlarında yeşil pasaport verilmesi için düzenleme yapılması gereklidir.

5- Kamu yönetimlerinin kendilerine karşı açılan davalarda aleyhlerine verilen mahkeme kararlarını uygulamamaları hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmadığı gibi vatandaş önünde yargının itibarını zedelemekte, hukuka ve adalete olan güveni zayıflatmaktadır.

Bu nedenle mahkeme kararlarını uygulamayan sorumlular hakkında etkili yaptırım düzenlemesi getirilmelidir.

6- Avukatlık Kanunu Madde 2. “Yargı organları, emniyet makamları, diğer kamu kurum ve kuruluşları ile kamu iktisadi teşebbüsleri, özel ve kamuya ait bankalar, noterler, sigorta şirketleri ve vakıflar avukatlara görevlerinin yerine getirilmesinde yardımcı olmak zorundadır.” hükmünü düzenlemektedir.
Ancak, bu madde hükmünün uygulanmasında pek çok zorlukla karşılaşılmakta, mahkemelerden yazı istenmekte, adaletin hızlı ve etkin çalışması amacına ulaşılamamaktadır.

7- Avukatlık Kanunu 9. maddeye göre avukat kimliği resmi belge niteliğinde olduğu halde, özellikle bankalarca işlemlerde kabul edilmemektedir. Karaparanın Aklanmasının Önlenmesine Dair Yönetmelikte avukatlık kimliğinin sayılmamış olması gerekçe gösterilerek, yasadan alt düzenleme olan yönetmelik Avukatlık Yasası’nın önüne geçirilmektedir.

8- Kalem Yönetmeliğinin 45. maddesi de yine avukatların dosya ve belge incelemesinde Avukatlık Yasası’na göre daha öncelikli olarak uygulanmakta, avukatlar mahkeme ve savcılık kalemlerinde de yasanın verdiği hakları kullanamamaktadır.

9- Adli Sicil Yönetmeliğinde yer alan avukatın müvekkillerinin adli sicil kaydını alabilmesi için özel yetkili vekâletname göstermesine dair hüküm de uygulamada zorluk yarattığı gibi, Avukatlık Kanunu hükümlerine ve avukatın yaptığı işin gereklerine uygun değildir.

10- Avukatlık Kanunu 35. maddesinde yalnız avukatların yapabileceği işler belirtilmiştir. Buna karşın Bursa ve tüm Türkiye’de özellikle adliye civarında odaklanan arzuhalciler, duruşmalara girmek dışında avukatlar tarafından yapılan pek çok işi yapmaktadırlar. Yanlış tespitlerle yazılan dava dilekçeleriyle yanlış açılan davalar yüzünden mahkemelerin iş yükü artmakta, vatandaşlar hak kayıplarına uğramaktadır. Bilimsel tıp dışında yollarla hasta tedavi edenlerle ilgili yaptırımlar olduğu halde arzuhalcilerle ilgili yaptırımın olmaması sorunun çözümünü zorlaştırmaktadır.
5278 sayılı yasa ile Avukatlık Kanunu’nda yapılan değişiklikler kapsamında 63. maddenin 3. fıkrasında yer alan “Avukatlık yapmak yetkisini taşımadıkları halde muvazaalı yoldan alacak devralarak ve kanunların tanıdığı başka hakları kötüye kullanarak avukatlara ait yetkileri kullananlar” … cümlesindeki “ve” yerine “veya” sözcüğü kullanılması şeklinde yapılacak bir değişiklikle durumun düzeltilebileceğini düşünüyoruz.
../..

11- TBMM gündeminde bulunan “Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Tasarısı” yargının hızlandırılması amacına yönelik olmakla birlikte büyük sorunlara neden olabilecek bir takım yanlışlıkları içinde barındırmaktadır. Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanun Tasarısı ile;

Hukuk eğitimi almadığı halde farklı alanlarda dört yıllık lisans eğitimi alan herkes, yeterli olması mümkün bulunmayan kısa bir eğitimle arabuluculuk yapma hak ve yetkisi kazanacak ve kararların ilam hükmünde olması ile yargı erki içine katılacaktır.
Hukuk lisans eğitimi almamış olan meslek mensuplarına böyle bir konum vermek, yargının temel yapısını bozucu bir nitelik taşıdığı gibi, yükünü azaltmak yerine, iyice karmaşık ve sorunlu bir hale getirecektir.
Hukuki faaliyetlerin kısa bir eğitimle herkes tarafından yapılabileceği gibi bir mantığın hakim olduğu bu tasarı, hukukçunun rolünü küçümseyerek tüm yargıyı ve adalet düzenini olumsuz yönde değiştirecek bir sonucu içermektedir.
Hukuk devleti olabilmenin ilk koşulu olarak hukuka saygı duymak, adaletin bu işin temel eğitimini alan uzmanlara bırakılmasını sağlamayı gerektirmektedir.
Aksi takdirde yargı alanında büyük bir kaos doğacak ve ilam hükmündeki kararlarıyla bir yargı unsuru haline gelen arabuluculuk, sadece kazanç sağlayıcı bir mesleki faaliyet olarak görülebilecektir.
Ayrıca avukatlar bağlı oldukları baro tarafından disiplin işlemlerine maruz kalabildikleri halde, avukat olmayan arabulucuların faaliyetlerinde hukuka uygun davranmalarını sağlayacak bir merkezi denetim olmayacağı için çok hukukluluk gibi büyük bir sakıncanın ortaya çıkacağı sonuçlar doğabilecektir.

12- Ceza yargılamalarında da uzlaşmanın yalnızca avukatlar tarafından yapılması ve hukuk fakülteleri dışında görülen hukuk derslerinin veya bu kapsamda alınacak hukuk eğitiminin yeterli olmaması yolunda gerekli düzenlemeler yapılmalıdır.

13- Avukatlık mesleğine giriş için, iptal edilen düzenlemedeki aksaklıklar giderilerek yeniden sınav zorunluluğunun getirilmesi mesleğin geleceği açısından olumlu olacaktır.

14- CMK müdafilerine ödenen ücretin Avukatlık asgari ücreti ile eşitlenmesi ve ödemelerin kısa sürelerde düzenli olarak yapılması konusunda yoğun talepler bulunmaktadır.

15- CMK kapsamında müdafi avukatlara barolarca eğitim verilmesi ve masrafların CMK bütçesinden karşılanması, hizmetin verimliliği ve karşılanabilirliği açısından gereklidir.

16- TCK 301. maddesinin kaldırılması gerektiğini düşünüyoruz.

17- UYAP işleyişinde büyük sorunlar yaşanmaktadır. Vezne başında uzayan kuyruklarda saatlerce beklenmekte, mesai bitip ertesi güne kalan işlemlerle büyük bir zaman kaybı yaşanmakta, süreye bağlı işlerde ise hak kayıpları olmaktadır.
UYAP’ta işlemlerin hızlandırılması için gerekenler acilen yapılmalıdır.

18- UYAP’ta avukat bilgileri içinde ev adresleri de yer almakta olduğundan bu adreslere çıkarılan tebligatlar karışıklıklara neden olmaktadır.

19- UYAP içinde nüfus ve vatandaşlık bilgilerinin yer almasıyla avukatların bu bilgilere ulaşmalarının sağlanması işlemleri hızlandıracaktır.

20- Bursa merkez ve ilçe adliyelerinde mahkemeler ve icra dairelerinde işlerin büyük ölçüde aksamasına neden olan oranda personel eksiği bulunmaktadır.

21- Bursa adliyesinde artan dava ve iş hacmi nedeniyle yeni mahkemeler açılması gerektiği halde, adalet sarayında hiçbir ihtiyaç için yer bulunmamaktadır. Birçok birim koridorlara sonradan eklenmek zorunda kalınan odalarda çalışmaktadır.
Bursa’da açılacak olan Bölge Adliye Mahkemesi için de yer ihtiyacı vardır.
Bu nedenle yeni bir adliye binası acil gereklilik taşımaktadır.
Adalet Sarayının hemen karşısında bulunan boş arsanın kamulaştırılması ve halen askerlik şubesi olarak kullanılan binanın takas yoluyla kazanılması ile oluşacak alan yeni bir adliye binası için çok uygundur. Her iki bina arasında üst veya alt geçitle bağlantı sağlanma olanağı da olacaktır.
İkinci bir alternatif olarak yine Adalet Sarayına 300 metre mesafede bulunan ve boşaltılacak olan sebze hali uygun bir yerdir. 43 dönümlük bu arazinin mülkiyeti hazine ve belediyeye aittir. Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü’ne ayrılan binaya 100 metre kadar mesafede bulunan bu alan üzerinde yapılacak binanın tüm ihtiyaçları karşılayacak kapasitede olabilmesi yanında bölgede bir kamusal hizmet bütünlüğü sağlanacaktır. (Bu yer ve bölgeye ait kroki ektedir.)

Bir kısmını yukarıda sıraladığımız sorunlara ivedilikle çözüm bulunması talebiyle bilgilerinize sunarım.

Avukat Asude Şenol
Bursa Barosu Başkanı

 
 

BURSA BAROSU BAŞKANLIĞI - İLETİŞİM BİLGİLERİ - 444 50 99
Adres: Kıbrıs Şehitleri Caddesi Adalet Sarayı G-Blok Kat:1 Osmangazi / BURSA
Telefon (0224) 251 66 06
Faks (0224) 251 62 49
E-Posta baro@bursabarosu.org.tr
CMK Servisi - Telefon (0 224) 272 50 44 – 272 50 67
Adli Yardım Servisi - Telefon (0 224) 223 28 23