BURSA BAROSU

KHK Gölgesinde Anayasa konulu panel 4 Mart 2017 Cumartesi günü BAOB Oditoryum salonda gerçekleştirildi. (06.03.2017)


Bu Haberi

Bu Haberi

Tweetle




BURSA BAROSU'NDAN "KHK GÖLGESİNDE ANAYASA" PANELİ...
BURSA BAROSU BAŞKANI GÜRKAN ALTUN:HAYIR ÇIKARSA İKTİDAR, BAYRAĞINI DALGALANDIRMAYA DEVAM EDECEK
PROF. DR. KORKUT KANADOĞLU: KAPI,ÖZGÜRLÜK, EŞİTLİK YA DA SOSYAL ADALETE KAPALI
EMEKLİ AMİRAL ERTÜRK: YAPILANLAR MINTIKA TEMİZLİĞİ...
ŞİMŞEK: BİZ HER ZAMAN GEREĞİNİ YAPMIŞ, TAVRIMIZI ALMIŞ İNSANLARIZ...


Bursa Barosu bünyesinde oluşturulan Anayasa Komisyonu, "KHK Gölgesinde Anayasa" konulu panel gerçekleştirdi. Panelin açılışında konuşan Bursa Barosu Başkanı Gürkan Altun, 16 Nisan akşamı sandıklardan ‘hayır’ çıkması halinde ülkede hiçbir hükümet değişikliğinin olmayacağını ve iktidar partisinin 15 yıl yönettiği gibi ülkemizi yönetmeye devam edeceğini söyledi.

Bursa Barosu Anayasa Komisyonu tarafından düzenlenen ve BAOB Oditoryumu’nda gerçekleştirilen “KHK Gölgesinde Anayasa” panelin moderatörlüğünü Milli Savunma ve Milli Eğitim eski bakanlarından Turhan Tayan yaptı. CHP Bursa milletvekilleri Nurhayat Altaca Kayışoğlu ile Orhan Sarıbal'ın da izlediği panelin açılışında konuşan Bursa Barosu Başkanı Gürkan Altun, “18 maddenin hemen hemen tamamı anayasayı sivilleştirmekten öte sistemi değiştirmeye, belki de bazılarının deyimiyle rejimi değiştirmeye yönelik maddeler” dedi.

Altun, “Fayda varmış gibi yapamayız”


Başkan Altun, toplumun birçok kesiminden birçok kişinin anayasa değişikliği hakkında görüş beyan ettiğine dikkat çekti. Avukatlar anayasa değişikliğini konuşmaya başladığında "siyaset yapıyorlar" diye eleştirildiğini hatırlatan Altun, "Anayasayı herkes konuştu. Kabzımallar, futbolcular, hakemler ve hakem eskileri dahi. Ama biz hukukçular konuşmaya başlayınca siyaset yapıyorsunuz denildi. Hatta bazıları, ‘siz bütün avukatların temsilcisisiniz, sadece bir kesimin değil, neden tek söz söylüyor, tek bakış açısını dile getiriyorsunuz’ dediler. Oysa bizler tek bakış açısını dile getirmiyoruz. Biz değişikliğin sakıncalarını ve varsa faydalarını anlatıyoruz. Ama maalesef biz fayda göremediğimiz zaman da varmışçasına davranabilen bir kurum ve meslek mensubu değiliz” diye konuştu.

Altun, “Son konuşması gereken meslek grubu avukatlar mı?”

Altun "Ancak atladıkları bir şey var. Bu ülkenin Cumhurbaşkanı seçilmiş bir Cumhurbaşkanı.Tarafsız, bağımsız ve bunun üzerine yemin etmiş bir Cumhurbaşkanı. Devletin imkanları elinde olan Cumhurbaşkanımız, yapılan açıklamaya göre 30 ayrı ilde ‘evet’ kampanyaları düzenleyecek. Zaten her gün televizyonlarda, gazetelerde ‘evet’e yönelik açıklamalarını dinliyor, okuyoruz. Bir de buna toplumsal mitingler eklenecek, büyük bütçelerle hazırlanmış kampanyalar eklenecek. Hepimizi temsil eden bir Cumhurbaşkanı kendisini doğrudan ilgilendirmeyen bir konuyla ilgili ‘evet’ kampanyasına çıkacak. Nedense bu hak görülmesine karşın bizlerin konuşması sakıncalı görülüyor. Herhalde biz hukukçular, Anayasa konusunda en son fikri olması gereken meslek grubu olarak görülüyor olacağız ki, o yüzden konuşmamız da istenmiyor” dedi.

Altun, “Hayır çıkması halinde iktidar, bayrağını dalgalandırmaya devam edecek”


“16 Nisan akşamı, yapılacak referandumda sandıklardan ‘hayır’ çıkması halinde ülkede hiçbir değişiklik olmayacak” diyen Gürkan Altun, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Türkiye, bugün olduğu gibi yine Anayasanın ilk dört maddesinde belirtildiği gibi laik, sosyal hukuk devleti ve yönetim şekli Cumhuriyet olmaya devam edecek. Bugün olduğu gibi Cumhurbaşkanı aynı kişi olacak, iktidar partisi aynı olacak, bakanlar aynı olacak, meclis yasa ve anayasa çalışmalarına kaldığı yerden devam edecek. Rektörleri yine Cumhurbaşkanı atayacak. Ülkemizin üniter yapısı devam edecek ve eyalet sistemine geçilmeyecek. Millet, hem milletvekillerini hem de Cumhurbaşkanını doğrudan seçmeye devam edecek, yatırımlar durmaksızın devam edecek. Eğitimde reformalar devam edecek. Proje okullarımız artacak, ihracatımız ve milli gelirimiz artmaya devam edecek. Terör, enflasyon, işsizlik, bunların hepsi azalacak. Yani iktidar, 15 yıldır yapabildiği her şeyi yapmaya devam edecek. Türkiye Cumhuriyeti yerli yerinde duracak. Ama ‘evet’ olursa burada bulunan hiç kimsenin neler olacağını tahayyül bile edemeyeceğini düşünüyoruz. ‘Hayır’da değişen bir şey olmayacak; ne evet cephesinde olanlar, ne hayır cephesinde olanlar için. Biz yine hak ve özgürlük mücadelesi vermeye devam edeceğiz, yine emek ve demokrasi mücadelesi vermeye devam edeceğiz. Bu sebeple biz konuya partiler üstü bakılması gerektiğini ve yarın başka sürprizlere gebe bir rejim ve yönetim biçimiyle karşı karşıya kalmamamız için, özellikle iktidar partisine veya Cumhurbaşkanımıza gönül vermiş yurttaşlarımızın da bir kez daha düşünmeleri gerektiğini ifade etmek istiyoruz.”

Prof. Dr. Kanadoğlu, “Kapı özgürlük, eşitlik ya da sosyal adalete kapalı”


Altun’un konuşmasının ardından Bursa Barosu Anayasa Komisyonu Üyesi ve Milli Eğitim ve Milli Savunma eski bakanlarından Turhan Tayan’ın moderatörlüğündeki panel başladı.

Özyeğin Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Korkut Kanadoğlu, ülkenin, kimler tarafından hazırlandığının bilinmediği bir anayasa değişikliği ile karşı karşıya olduğuna dikkat çekti.

Anayasa değişikliğinde iki gerekçe üzerine durulduğunu hatırlatan Prof. Dr. Kanadoğlu, “Bu anayasa değişikliğinin gerekçesinde iki şey var ama hiç olmayanlar da var. İki gerekçe. Birincisi istikrar. Sanki, 15 yıllık bir tek parti iktidarı yokmuşçasına sadece hükümet istikrarına indirgeyen bir yaklaşım. Ama ekonomik ve sosyal gelişmeyi savunacak bir istikrar yine gerekçede yer almıyor. Ama bir de söz edilen vesayet kavramı. Zaten 1982 Anayasası'nda şikayet edilen, tarafsız olması gereken Cumhurbaşkanlığı makamının vesayet makamı haline geldiği eleştirileri vardı. Şimdi Cumhurbaşkanının tek kişi olarak bu vesayeti ne derece artırdığını biraz sonra hükümlere baktığımızda çok daha net bir şekilde göreceğiz. Ne yok bu anayasa değişikliğinin gerekçesinde? Demokrasi sözcüğü, özgürlük sözcüğü yer almıyor. Bu anayasa değişikliğinin özgürlük, eşitlik ya da sosyal adalet gibi demokrasinin içini dolduran kavramlara kapalı olduğunu, daha gerekçesine baktığımız zaman çok net bir şekilde anlayabiliriz” diye konuştu.

Emekli Amiral Ertürk, “Yapılanlar mıntıka temizliği”


Prof. Dr. Korkut Kanadoğlu’nun ardından konuşan Emekli Amiral Türker Ertürk de, “Esasında konu güzel seçilmiş; Kanun Hükmünde Kararnameler Gölgesinde Anayasa. Esasında bu KHK’lar ve bu hal, sadece anayasayı değil, demokrasiyi, özgürlükleri, hukuku, bağımsız yargıyı ve felakete giden süreci gölgelemektedir. Hatta ben şöyle benzetme yapıyorum, OHAL ve bu kapsamda çıkarılan KHK’lar, Türkiye’nin başkanlık sistemine giderken, rejim değişikliği yapmaya çalışırken, mıntıka temizliği yapabilmek için kullandığı enstrümanlardır. Bakın hukukçularımız konuşuyor. Bu 18 maddelik anayasa değişikliği teklifi, aslında 50’den fazla maddeyi ilgilendiren teklife hayır demek, ‘hayır’ı savunmak esasında kolay. Niye kolay biliyor musunuz? O kadar çok gerekçe var ki binlerce gerekçe sayılabilir. Ama ‘evet’i savunacak, ahlaki olacak, demokrasiden, anayasa hukukundan, tarihten nasibini alabilecek bir tek bile örnek vermek mümkün değil. Onun için zaten savunamıyorlar, onun için Meclis’te bunu halkın gözünden kaçırarak, yalap şalap çıkardılar. Devletin tüm imkanlarını kullanarak, baskı ve zulümle ‘hayır’ın savunmasını engellemeye çalışıyorlar” ifadelerini kullandı.

Şimşek, “Biz her zaman gereğini yapmış, tavrımızı almış insanlarız”

“Darbe anayasasını savunuyor demek, çaresizliğin bir ifadesidir” diyen önceki dönem Bursa Barosu başkanlarından, Bursa eski milletvekillerindenAvukat Yahya Şimşek de, “Bu anayasanın yazanı ortada yok, savunabileni de ortada yok ne yazık ki. Öylesine enteresan şeyler söyleniyor ki, ‘hayır’ diyecek olanlara karşı, ‘sizler darbe anayasasını savunuyorsunuz’ diyorlar. Oysa şöyle bir geçmişi anımsayabilseler şunu netlikle görebilecekler; 1982 Anayasası halkoyuna sunulduğu zaman yüzde 92,5 kabul oyu almıştı, yüzde 7,5 da hayır oyu almıştı. Ama herkes biliyor ki o yüzde 7,5 oyu verenler şimdi burada bulunan insanlar, sizler, bizler. O nedenle onların bu şekilde bunu söylemek ne hakları, ne hadleri. Biz her zaman için objektif bir biçimde davranmak suretiyle ülke zararına olacak her konuda o olaylar yaşanırken gereğini yapmış, tavrımızı almış insanlarız” diye konuştu.

Panel, soru-cevap kısmı ile sona ererken, Bursa Barosu Başkanı Avukat Gürkan Altun konuşmacılara günün anısına plaket verdi.

 




     


 
 

BURSA BAROSU BAŞKANLIĞI - İLETİŞİM BİLGİLERİ - 444 50 99
Adres: Kıbrıs Şehitleri Caddesi Adalet Sarayı G-Blok Kat:1 Osmangazi / BURSA
Telefon (0224) 251 66 06
Faks (0224) 251 62 49
E-Posta baro@bursabarosu.org.tr
CMK Servisi - Telefon (0 224) 272 50 44 – 272 50 67
Adli Yardım Servisi - Telefon (0 224) 223 28 23