BURSA BAROSU

BASIN AÇIKLAMASI
3 Kasım 2017

Sayın basın mensupları, sevgili Bursalılar, değerli meslektaşlarım;

Bugün burada avukatlara son zamanlarda gittikçe sayısı artan şiddet eylemleri sebebiyle toplandık. Geçtiğimiz 4 ayda sadece Bursa’da 4 meslektaşımıza silahlı saldırılar gerçekleşti. Maalesef bunların birinde çok sevdiğimiz, Bursa’ya, savunma mesleğine, Bursa’nın kültür alanındaki bütün unsurlara, tiyatroya, şiire gönül vermiş, Gemlik’in gelişmesi için ömrünü adamış bir ailenin, yine ömrünü adamış çocuğu olan Av. Özgür Aksoy’u kaybettik.

Yine geçen hafta meslektaşımız Avukat Ahmet Cem Fırat 3 ayrı yerinden bıçaklandı. 13 santime varan bıçak yaralarına rağmen iddia makamı şüphelileri adli kontrolle sevk edip, bir de uzlaştırma talep etti. Bütün bunlar savunmaya ve avukata karşı yapılan eylemlerde failleri cesaretlendirmekte ve savunmanın direncini kırmaya çalışmakta… Ama bir kez daha bütün meslektaşlarımla, bütün barolarla, burada bulunan bulunmayan herkesle bir kez daha haykırıyoruz ki, savunmaya uzanan eller kırılacak. Savunma susarsa adalet ölecek çünkü. Savunmanın olmadığı yerde adalet olmaz. Adliyeden buraya kadar bunu haykırarak geldik.

Son derece üzücü günler yaşıyoruz. Ülkenin her yerinde şiddet iklimi hakim. Elbette ki avukatlar da üzerine düşen olumsuz payı alıyor. Daha dün Şemdinli’de 9 şehit verdik. Bugün yine Diyarbakır’da polis şehitlerimiz var. Acımız büyük. Buradan, Bursalı şehidimiz Emre Karaaslan’ın cenazesine gideceğiz.

Ancak savunma makamı bütün bu şiddet ikliminde halkı normalleştirmeye çalışan, demokrasiyi tesis etmeye çalışan, hukukun üstünlüğünü egemen kılmaya çalışan bir makam…
Bütün dünya devletlerinde, bütün rejimlerde, krallıklarda, diktatörlüklerde sizler sırmalı cübbeleriyle hakimler ve savcılar görebilirsiniz. Ama sadece ve sadece demokratik ülkelerde bağımsız savunma görebilirsiniz. Sadece demokratik ülkelerde bağımsız savunma vardır. Bu ülkede demokrasiyi en çok isteyen, hukukun üstünlüğünün sağlanması için en çok çaba harcayan meslek mensuplarından biriyiz.

Biz avukatlar talihsiz bir meslek yapıyoruz. Biraz doktorlara da benziyoruz. Bir yandan şiddet gösteren failler, bizi öldüren, bizi yaralayanlar adliyeye, emniyete çıkarılırken, bir taraftan onların yanında yine onları savunmak için bizler oluyoruz. Aynen geçen hafta olduğu gibi…

Avukatı yaralayan iki şüphelinin savunmanları da yine biz avukatlar olduk. Doktorlar da farklı değil. Doktorlar da kendilerine yönelik öldürme ve yaralama eylemlerinde bulunurken yaralanan failleri tedavi etmek zorunda kalıyor. Ancak burada empati yapılmasını istiyoruz, adaletin diğer unsurları tarafından… İddia makamı tarafından… Meslektaşlarımızın olayı içselleştirip şüphelilere müdafilik yapmaktan çekinmesi de bir haktır. Elbette ki onları savunacak bir avukatı barolar olarak görevlendireceğiz ancak sizler görevden çekinen, meslektaşını öldüren, yaralayan faili savunmak istemeyen kişileri de anlayacaksınız, anlamak zorundasınız. Onlar hakkında suç duyurusunda bulunmak sizin göreviniz değil, haddiniz değil. Bunu yapanlar asla bizim meslektaşımız olmayacak, olamayacaklar. Hiç birini avukatlık mesleğine kabul etmeyeceğiz. Avukatın, savunmanın karşısında olan hiçbir hakim savcıyı avukat olarak kabul etmeyeceğiz. Kararlıyız, duruşumuz net, başka barolara başvururlarsa da itiraz edeceğiz.

Meslektaşlarımızın huzurunda buna söz veriyorum.

Savunma haktır, avukata dokunma!