BASIN AÇIKLAMASI - 28.11.2018 - TAHİR ELÇİNİN KATLEDİLİŞİNİN 3. YILINDA CEVABI HALA VERİLMEMİŞ SORULAR (28.11.2018)
Bu Haberi | | Bu Haberi | |
BASIN AÇIKLAMASI 28 Kasım 2018
TAHİR ELÇİ’NİN KATLEDİLİŞİNİN 3. YILINDA CEVABI HALA VERİLMEMİŞ SORULAR
Diyarbakır Barosu Başkanı meslektaşımız Av. Tahir Elçi, 28 Kasım 2015 tarihinde, onlarca polisin arasında ve kameralar kayıttayken, Diyarbakır şehir merkezinde tarihi Dört Ayaklı Minare’nin önünde yaptığı basın açıklamasının hemen ardından silahla vurularak katledilmişti. Cinayetin ardından tam 3 yıl geçti.
Av. Tahir Elçi, kendisini insan hakları mücadelesine adamış, bu mücadeleyi karakterinde içselleştirmiş, devletin güvenlik politikaları karşıtı fikirlerini sakınmayan, ancak tartışma sırasında fikir özgürlüklerine saygılı bir aydın, uluslararası platformlarda ceza hukuku ve ceza usul hukuku alanlarında görüşlerine başvurulan saygın bir hukukçuydu. Diyarbakır Barosu’nda uzun yıllar yönetim kurulu üyeliği yaptıktan sonra 2012 yılında da Baro Başkanlığı’na seçilmiş bir hak savunucusuydu. Tahir Elçi’nin öldürülmesiyle birlikte savunma mesleğimiz ve Diyarbakır Barosu, çok değerli bir parçasını kaybetmiş oldu.
Olayın ardından, 3 yıl geçmesine ve olayda iki de güvenlik görevlisi şehit olmasına rağmen, etkili ve hızlı bir soruşturma yürütülemediği gibi bugüne kadar hiçbir ilerleme de sağlanamamıştır. Soruşturmanın devam ettiği bu süreçte 4 savcı ve 2 başsavcı değişmiş, vurulma anını gösteren herhangi bir görüntü kaydına ulaşılamamış, olay yerinde bulunan 30’u aşkın polisin silahlarında balistik inceleme yapılmamış, sokakta bulunan ve ateş ettiği görülen 4 polisin tanık sıfatı ile ifadesi alınmış ve fakat hiçbir şüpheli tespit edilememiştir. Karanlık odaklara hizmet eden bazı basın yayın organları da yaptıkları yayınlarla Tahir Elçi’nin sanki çatışma ortamında kalarak bir kaza kurşunu ile ölmüşçesine bir algı yaratarak soruşturmayı etkisizleştirmeye çalışmışlardır.
Biz Bursa Barosu olarak, aradan geçen üç yıla rağmen Tahir Elçi cinayetinin hangi sebeplerle aydınlatılamadığını sorguluyor ve tarihsel sorumluluğumuz gereği de yetkili makamlara soruyoruz; Tahir Elçi’nin bedenini parçalayarak çıkan merminin kovanı neden bulunamadı? Olay yerinde keşif hangi nedenle ve olayın üstünden 6 aya yakın bir zaman geçtikten sonra yapıldı? Cinayetin potansiyel şüphelisi olabileceği düşünülen ve ellerinde silahla yaklaşık 50 metre ateş ederek koşan şahıslar, güvenlik güçleri tarafından nasıl etkisiz hale getirilemedi? Tahir Elçi’nin ölümüne sebebiyet veren merminin taksir ile dahi olsa, güvenlik güçlerinin silahından çıkmış olabileceği şüphesi neden değerlendirilmedi? Dosyada neden tek bir şüpheli dahi bulunmuyor? Dosyada dinlenenler hakkında, neden iletişim tespiti yapılmadı? Çevreyi gösteren güvenlik kamera kayıtlarının tümü neden toplanmadı, toplandı ise kayıtlarda tahrifat yapılıp yapılmadığı neden incelenmedi? Dosyanın potansiyel şüphelisi konumunda olduğu iddiasında bulunulan 2 kişi şu an nerede? Neden yakalanamadılar ve ifadeleri alınamadı? Soruşturma dosyası yoksa Daimi Arama ve Zamanaşımı Bürosu’na mı gönderilecek? Bu duruma göz mü yumulacak? Diyarbakır Barosu Başkanlığı’nın soruşturmanın genişletilmesi yönündeki talepleri neden karşılanmıyor?
Bu kadar uzun bir sürede, kamuoyunu tatmin edici hiçbir işlem yapılamamış olması kabul edilemez. Temel hak ve hürriyetler arasında, diğer tüm hakların kullanılabilmesinin tek koşulu olan, yaşama hakkı Anayasa’nın 17. maddesi ile güvence altına alınmıştır. Tahir Elçi cinayeti adalete ve fikir özgürlüğüne yönelik bir saldırıdır. Tahir Elçi ile birlikte eşzamanlı olarak Anayasamızın 17. maddesi ve 26. maddesi de katledilmiştir. Bilinmelidir ki bu dava, kalbinde sevgiyi yaşatan herkesin davasıdır. Tahir Elçi, “silahlar sussun” dedi, susmadı. “Şiddet son bulsun” dedi bulmadı. “Ölümler olmasın” dedi, Tahir Elçi’yi vurdular. Adaletin er geç yerini bulacağına, katillerin hakettikleri cezayı alacaklarına, yine barışın, kardeşliğin ve hukukun üstünlüğü ilkesinin kazanacağına inancımız sonsuz…
Bursa Barosu olarak Tahir Elçi’nin acılı eşine, 2 çocuğuna ve tüm sevenlerine bir kez daha başsağlığı diliyoruz.
BURSA BAROSU BAŞKANLIĞI
HATIRLATMA!
DİYARBAKIR BAROSU BAŞKANI AVUKAT TAHİR ELÇİ'NİN KATLEDİLMESİNDEN BİRKAÇ DAKİKA ÖNCE YAPTIĞI SON KONUŞMA
"Yıllar önce Afganistan'da Taliban güçlerinin Buda Heykeli'ni bombalama görüntülerini hep birlikte dehşet içinde izledik. Yine son birkaç yıl içinde IŞİD denilen o barbar grupların Palmira'da, Mısır'da, Ezidi yurdu Şengal'de o insanlığın tarihi birikimlerine yönelik suikastlarını, bombalamalarını hep endişeyle, kederle izlerdik. Ve Türkiye toplumu olarak hep şunu derdik, ‘aman bunlar bizden uzak olsun!’ Ne yazık ki çok kısa bir süre içerisinde bizim de tarihi eserlerimize, tarihi değerlerimize yönelik benzer girişimler söz konusu oldu. Şu anda içinde bulunduğumuz Diyarbakır'ın tarihi Suriçi bölgesi… 9 bin yıllık geçmişe sahip bu alan içerisinde surlar, camiler, kiliseler ve daha başka tarihi yapılar bulunmaktadır. Diyarbakır deyince zihinlerimizde en çok canlanan, Diyarbakır ismiyle en çok anılan zihinlerimizde en çok sembolize olan Dört Ayaklı Minare'yi ne yazık ki iki gün önce şu anda gördüğünüz gibi ayağından vurdular. Şunu diyoruz; tarihi Dört Ayaklı Minare insanlığa sesleniyor. Beni ayağımdan vurdular! Ne savaşlar, ne felaketler gördüm ama böyle ihanet görmedim diyor bize! Bu tarihi yapı Anadolu'da örneği tek olan bir eserdir. Dünyada bunun bir örneği daha yoktur. Diyarbakır salnamelerine göre, buradaki yazıtlara göre İslam'dan önce inşa edilmiş, tahminen bir çan kulesi gibi tasarlanmış ancak fetihten sonra Akkoyunlu Hükümdarlığı döneminde Sultan Kasım tarafından hemen yanı başımızda Şeyh Mutahhar Camisi inşa edilmiş ve bugüne kadar birçok felaketten sağ kurtulmuştur bu eser.
Biz Diyarbakırlılar olarak, Diyarbakır Barosu olarak tarihi değer ve eserlerimize insanlığın bin yıllık emeğine, birikimine, bu kadim şehre sahip çıkalım. Biz buradan çağrı yapmak istiyoruz. Biz bu tarihi bölgede birçok medeniyete beşiklik etmiş, ev sahipliği yapmış bu kadim bölgede insanlığın bu ortak mekânında silah, çatışma, operasyon istemiyoruz. Savaşlar, çatışmalar, silahlar, operasyonlar bu alandan uzak olsun diyoruz. Bu amaçla bugün Diyarbakır Barosu üyesi arkadaşlarımla ve Diyarbakırlılara birlikte buradayız. Buradan demokratik tepkimizi ifade etmek için buradayız. Bu davranışı, tarihe yönelik bu şiddet eylemini, tarihi bir değere yönelik bu suikastı, saygısızlığı kınıyoruz. Tarihine, tarihsel değerlerine tarihsel mirasına sahip çıkmayan toplumlar doğru ve güvenli bir gelecek kuramazlar. Bu nedenle tarihimize değerlerimize tarihi ve kültürel mirasımıza sahip çıkalım diyoruz."
|