BURSA BAROSU

Bursa Milletvekili Altan Karapaşaoğlu'nun Bursa Barosu'nu hedef alan sözlerine yanıt olarak basın açıklaması yapıldı. (17.11.2006)


Bu Haberi

Bu Haberi

Tweetle


TBMM'de "Cargill Yasası" görüşmelerinde Bursa Barosu'nu hedef alan Bursa Milletvekili Altan Karapaşaoğlu'nun konuşması WEB sitemize eklenmiştir. Görüşlerini bildirmek isteyen üyelerimiz için M.Altan Karapaşaoğlu

Tel : 0.312.4206220

Faks : 0.312.4206946

17 Kasım 2006 Cuma saat 13:00'da Baro Başkanlığı'nda "Cargill Yasası" hakkında görüşlerimizin açıklandığı ve Bursa Milletvekili Altan Karapaşaoğlu'nun Bursa Barosu'nu hedef alan sözlerine yanıt olarak basın açıklaması yapılmıştır. Devamı...


 

 
BASIN AÇIKLAMASI

17 Kasım 2006

AKP Bursa Milletvekili Altan Karapaşaoğlu kendi imzasını taşıyan “Cargill’i Koruma Kanunu Teklifi’nin TBMM’deki görüşmeleri sırasında 15 Kasım 2006 günlü oturumda yaptığı konuşmada Bursa Barosu’nun avukatlarını açıkça hedef alarak yanlış ve haksız ithamlarda bulunmuştur.

Altan Karapaşaoğlu Meclis Oturumunda aynen “O Bursa Barosu Avukatları buyursunlar, Bursa’daki sanayi bölgelerini kapattırsınlar. Eğer yürekleri yetiyorsa, becerebiliyorlarsa, milli duyguları varsa buyursunlar, kapattırsınlar. Niye kapatmıyorlar, niye mücadele etmiyorlar? Bir Amerikan düşmanlığı var da onun için, bir Amerikan düşmanlığı var” şeklinde beyanda bulunmuşlardır.

Altan Karapaşaoğlu’nun bu sözlerine en doğru ve en kısa cevabı Antalya Milletvekili Tuncay Ercenk, “Onlarla fazla uğraşma, sana lazım olacak o avukatlar” diyerek vermiştir.

Biz, bu cevaba eklemeler yapmak istiyoruz.

Çünkü bu yasa teklifi, öncesi sonrası tüm yaşananlar, Türk Hukuk tarihine geçecek çarpıcılık taşımaktadır.

Öncelikle tüm kamuoyunun çok iyi bildiği bir konuyu tekrar belirtiyoruz ki, Cargill firmasının Bursa Orhangazi’deki tesislerinin faaliyetini sürdürmesi ABD Başkanı Bush’un Türkiye Cumhuriyeti Başbakanları ile görüşmelerinde başta gelen gündem maddesi olmuştur. Bu konu ABD Başkanı için adeta Irak Savaşı gibi önem taşımaktadır.

ABD Başkanı tarafından iş takipçiliği yapılan bu konuda, Bursa Barosu’nun cesur, yürekli hiçbir baskı ve tehditten sinmeyen avukatları, hukuka bağlılık ve toplumsal sorumluluk duyguları gereği görevlerini yerine getirerek ve demokratik, yasal hak arama yollarını kullanarak dava açmışlar, Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsız mahkemelerinin Türk kanunlarına göre verdikleri kararlarla davayı kazanmışlardır. Bunun üzerine yargı kararlarını bertaraf etmek için yasalar çıkartılmış, Bakanlar Kurulu’nca Anayasal niteliği bulunmayan prensip kararları imzalanmış, ancak O, Bursalı avukatların hukuk mücadelesi sürmüş ve sonunda Cargill firmasında üretim durdurulmuştur.

Bütün bu süreç boyunca Cargill’in yargı kararlarını aşarak faaliyetini sürdürmesi gayretleri de aralıksız devam etmiştir.

Başbakanlık Hukuk Müşavirliği’nin Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı’na yazdığı yazıda aynen

“yargı süreci sonunda verilebilecek olası bir aleyhe karar karşı izlenecek yol ve yöntemleri tespit etmek üzere Başbakanlıkta, 10.4.206 tarihinde Müsteşar Yardımcısı Mustafa Çetin’in Başkanlığı’nda, Başbakanlık, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, Devlet Planlama Teşkilatı ve Cargill firması yetkiliklerinin katılımıyla bir toplantı gerçekleştirilmiştir.

1. 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi kullanımı kanununda yapılacak bir değişiklikle … sivil toplum örgütlerinin bu konudaki olumsuz tutumlarının bertaraf edilebileceği.
2. 5403 sayılı kanunun geçici 1. maddesinde yer alan gerekli izinler alınmadan tarım dışı amaçlı kullanıma açılmış ve tarımsal bütünlüğü bozmayan tarım arazilerinin istenilen amaçlı kullanımı için Bakanlığa müracaatta tanınan 6 aylık sürenin yapılacak bir kanun değişikliği ile 6 ay daha uzatılmasının şirketin izinlerini yenileyebilmesine imkan vereceği ve böylece faaliyetine devamını sağlayabileceği görüşleri ortaya konmuştur. “

denilmiştir.
……..

Bu belge gösteriyor ki, TBMM’deki yasa teklifi çok açıkça “Cargill’i Koruma Yasası”dır.

“20.000 sanayici ve işçileri” söylemi ise sadece göstermelik bir kılıftır.

Bu yasa teklifinin sahibi O, Altan Karapaşaoğlu 9 Şubat 1999’da TBMM’nin 51. birleşiminde söz alarak, “Sanki hukuki mercilerden, bu firmaya, siz merak etmeyin, siz yatırımınızı yapın, biz bu işleri düzeltiriz dercesine büyük bir cesaretle yatırımlar yapılmaya devam edilmektedir” demiş, bugün bu görüşünü işi düzelten olarak kendisi gerçekleştirmiştir.

O günden bu güne dava konusu ve sonuçlarında bir değişiklik olmamıştır. Değişiklik sadece Altan Karapaşaoğlu’nun iktidar veya muhalefet partisi milletvekili olmasındadır.

Yasa teklifinde bazı eksiklikler olduğu bunların sonra düzeltileceği itirafı ise Cargill’in kurtarılmasının aciliyetini göstermektedir.

Altan Karapaşaoğlu konuşmasında “ben pek tarımdan anlamam, ama tarımcı arkadaşlarımız bilirler” demiştir. Hukuktan ne kadar anladığını ise belirtmemiştir.

Bir arkadaşından duyduğunu söylediği “yasal olan her şey meşru değildir.” Sözü ise konuşmasının hukuken doğru olan tek cümlesidir. Bu gerçeğe göre, Altan Karapaşaoğlu’nun teklifi yasalaşsa bile meşru olmayacaktır.

Altan Karapaşaoğlu Bursa Barosu avukatlarını Amerikan düşmanı olarak nitelendirmektedir. Yargı süreci sonuncunda verilen kararlar şirketin milliyeti ile ilgili olmayıp hukuksuzluğuyla ilgilidir. Yani bu şirket Türk milliyetli olsa da durum değişmeyecekti.

Yurtseverliğini hukuka bağlılığının kanıtlamış bir hukuk kurumu ve üyeleri hakkında böyle bir iddia da bulunmak ve Amerikan düşmanlığını bir suçlama olarak ileri sürmenin ne anlama geldiğini Amerika ile ilgili ne tür bir duygunun ürünü olduğunu tahmin etmek çok zor olmamaktadır. Ancak Altan Karapaşaoğlu’na soruyoruz: Acaba geçmişte Cargill’e karşı çıktığında benzer bir suçlamayla karşı karşıya kalmış mıdır? Ve şimdi taban tabana zıt bir değişim yaşayarak şirketi savunmaya başladığında ve bu amaçla yasa teklifi hazırladığında başka bir suçlamaya muhatap olmuş mudur?

Aslında Bursa Barosu geçmişte de görevini yerine getirmek için yaptığı çalışmalar nedeniyle hedef haline gelmişti. 12 Eylül darbesinin siyasetçilere getirdiği konuşma yasağına karşı komşu barolarla birlikte başlattığımız karşı çıkış nedeniyle Kenan Evren tarafından suçlanmamız hala unutulmuş değildir. Oysa 12 Eylül Darbesi, darbecilerin yaşadığı dönemi bile aşamadan tarih önünde mahkum olmuştur.

Bursa Barosu avukatları düşmanlık hisleriyle hareket etmezler. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş ilkelerine, mutlak bağımsızlığına, egemenliğin yalnızca millete ait olduğuna ve hukukun üstünlüğüne inanır, bu uğurda mücadele ederler.

Bizim yapmaya çalıştığımız her şey yalnızca kendi ülkemiz, kendi halkımız içindir.

Bursa Barosu yıllardır hukuksuzluğa insan hakkı ihlallerine, çevrenin tahribine karşı pek çok dava açmış ve kazanmıştır. Ancak Bursa’da ve Türkiye’de gerçekleşen hukuksuzluk, yolsuzluk ve haksızlıklar sayıca sadece Bursa Barosu kurulları ve avukatlarının çalışmasıyla çözülemeyecek ağırlık ve yoğunluktadır. Her biri için dava açıp sonuçlandırmak fiziksel ve maddi imkansızlık taşımaktadır.

Bu konuyla ilgili olarak da Altan Karapaşaoğlu’na bir sorumuz var : Bizim dava açmamızı beklediği konuların sorun olmaması için bir siyasetçi olarak ne yapmıştır.? Tüm sorunları hukukçular dava yoluyla çözecekse siyasetçilerin görevi nedir? Dava açılmasını istediğiniz sorunlar oluşurken siz neredeydiniz Sayın Milletvekili?

Bilmelidir ki, kendi öncelikli asli görevini yerine getirmeyenlerin başkasından hesap sormaya hakkı yoktur. Ve 98 yıllık bir tarihi olan, Kurtuluş Savaşı’na katılan, her zaman hukukun üstünlüğü ve hukuk devleti için çalışan, hukuktan başka üst otorite tanımayan Bursa Barosu avukatlarının cesaretini, yürekliliğini ve milli duygularını sorgulamak hiç kimsenin haddi değildir.

Avukat Asude Şenol
Bursa Barosu Başkanı


 
 

BURSA BAROSU BAŞKANLIĞI - İLETİŞİM BİLGİLERİ - 444 50 99
Adres: Kıbrıs Şehitleri Caddesi Adalet Sarayı G-Blok Kat:1 Osmangazi / BURSA
Telefon (0224) 251 66 06
Faks (0224) 251 62 49
E-Posta baro@bursabarosu.org.tr
CMK Servisi - Telefon (0 224) 272 50 44 – 272 50 67
Adli Yardım Servisi - Telefon (0 224) 223 28 23