BASIN AÇIKLAMASI
9 Temmuz 2009
ÇİN KATLİAMINA SESSİZ VE TEPKİSİZ KALINMAMALIDIR
Doğu Türkistan’da yaşayan bir gurup Uygur Türkü Aydının, Çin’in yürütmekte olduğu asimilasyon politikalarını protesto için 26 Haziran günü yaptığı gösteri Çin Polisi tarafından ateş açılarak ve onlarca kişinin ölümü ile engellenmiştir. Demokratik protesto haklarını kullananların üzerine ateş açılarak silahsız insanların öldürülmesi üzerine başlayan olaylar çığırından çıkmış ve resmi açıklamaların aksine, sivil kaynaklardan alınan bilgilere göre öldürülen Uygur Türkü sayısının 2 bine yakın olduğu ve Çin hükümeti tarafından gerçek sayının gizlendiği anlaşılmıştır. Çin hükümeti, Uygur halkına karşı yürüttüğü asimilasyonu sona erdirmek ve demokratik açılımlar ve çözümler sağlamak yerine, asker ve polis gücünün yanı sıra sivil Çinlileri de silahlandırmak sureti ile olayları büyütmüş ve Uygur Türklerine karşı tam bir vahşete dönüşen katliamlara neden olmuştur.Uygurlara ait başta camiler olmak üzere meskenlerde dahil bir çok yapı yıkılıp imha edilmiştir. Uzun yıllardan beri sürdürülen göç politikaları nedeni ile bölgedeki nüfus dengesinin bozulduğu yetmiyormuş gibi iş bu katliamlarla da bölge halkı yok edilmek istenmektedir. Sayın Cumhurbaşkanımızın da ülkede olduğu tarihlerde başlayan bu katliamlar açık bir saygısızlıktır. Bir ırka karşı ayrımcılık,yaşama hakkının hiçe sayılması,orantısız güç kullanma, kötü ve fena muamele, sistematik işkence, dil ve kültürel değerleri ortadan kaldırma, etnik yapıyı bozmak niyeti ile zorunlu göç ve iskan politikaları yürütme, ekonomik ve sosyal haklardan mahrum bırakmak Uygur Halkına karşı yürütülen özel bir proje olup insan hakları en hoyrat ve ölçüsüz biçimde Çin Hükümetleri tarafından ihlal edilmektedir. Mevcut durum itibarı ile bölge halkına yönelik saldırılar devam etmekle birlikte, yakın bir gelecekte Uygur Halkına yönelik olarak sistematik tutuklama, hapsetme,sürgün ve idam olaylarının gerçekleşmesi beklenmektedir. Daha şimdiden adil olmayacağı belli olan bu uygulamaların engellenmesi için gerekli tedbirler alınmalıdır. Barolar olarak,TBMM ve hükümeti her biri ayrı bir insanlık suçu oluşturan bu vahşetin durdurulması ve bölge halkının insani ve demokratik haklarının korunması açısından acil girişimlerde bulunmaya ve tedbirler almaya çağırıyoruz. Bu husus Türkiye Cumhuriyetinin insani ve tarihi sorumluluğu altındadır.Başta BM teşkilatı, uluslararası kurum ve kuruluşlar ve özellikle üyesi bulunduğumuz Güvenlik Konseyi acil toplantıya çağrılarak kalıcı ve etkili çözümler üretilmelidir.
Açıklamayı Yapan Barolar
ADANA BAROSU AFYON BAROSU AKSARAY BAROSU AYDIN BAROSU BALIKESİR BAROSU BOLU BAROSU BURDUR BAROSU BURSA BAROSU ÇANKIRI BAROSU DENİZLİ BAROSU DÜZCE BAROSU ELAZIĞ BAROSU ERZİNCAN BAROSU GÜMÜŞHANE BAROSU IĞDIR BAROSU İZMİR BAROSU K. MARAŞ BAROSU KARAMAN BAROSU KASTAMONU BAROSU KAYSERİ BAROSU KONYA BAROSU KÜTAHYA BAROSU NEVŞEHİR BAROSU SİVAS BAROSU ŞANLIURFA BAROSU TRABZON BAROSU UŞAK BAROSU YALOVA BAROSU YOZGAT BAROSU
|