Bu Haberi

Bu Haberi

BASIN AÇIKLAMASI - 14 ARALIK 2009

 Değerli basın mensupları;

Geçen perşembe, yani 10 Aralık, Dünya İnsan Hakları Günü’ydü.

Birleşmiş Milletler’in İnsan Hakları Evrensel Bildirisi’ni kabul edişinin 61. yılında, Türkiye’de hala insan haklarının;

İnsan haklarının en temel unsuru olan adil yargılanma ve adalete erişim hakkının konuşuluyor olmasının;
Bursa’da ise adalet sarayının kentin merkezinden varoşa taşınması girişimini engellemeye çalışıyor olmanın utancını yaşıyoruz aslında…

Geçtiğimiz pazartesi günü yaptığımız açıklamada, Bursa’nın bu ciddi sorununu haftada iki gün, bize destek veren sivil toplum örgütlerinin, akademik meslek odalarının, çevre illerin baro başkanlarıyla birlikte hatırlatacağımızı duyurmuştuk. Bugün yanımızda Bursa Hukukçular Derneği, Çağdaş Hukukçular Derneği, Ahenk Hukuk Derneği ile Hukuki Araştırmalar Derneği Bursa Şubesi’nin sayın başkanları … …. , akademik meslek odalarının başkanları … … ve gördüğünüz gibi meslektaşlarımız var.

Kendilerine, Bursa’nın ve Bursalıların bu çok önemli meselesine sahip çıktıkları ve bizlere destek verdikleri için tüm meslektaşlarım adına teşekkür ediyorum.

Bursa’nın ihtiyacı olan yeni ve işlevsel bir adalet sarayının, kentin merkezinde, görkemli, hangi yönden gelirse gelsin vatandaşlara eşit mesafede olması gerektiğini haykırıyor ama ilgililere sesimizi duyuramıyorduk. Sorun bizde değildi oysa… Sesimiz gürdü, ama duyması gerekenler kulaklarını tıkamışlardı.

Biz de sesimizi Ankara’ya duyurmaya karar verdik. Sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Sayın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’den randevu talep ettik.

Sayın Başbakan’dan henüz bir yanıt alamadık ancak Sayın Cumhurbaşkanı, geçtiğimiz Çarşamba günü Bursa Barosu heyetini Çankaya Köşkü’nde kabul ettiler.

Sayın Cumhurbaşkanı, Bursa’da yaşanan sıkıntıyı yakından izliyor ya da incelemiş olmalı ki, daha biz konunun derinliğine inmeden kendileri, adalet saraylarının kentlerin merkezi yerinde görkemli binalar olması gerektiğini, Adliye saraylarının anlamı itibarıyla siyasi malzeme yapılamayacağını ifade ettiler.
Sayın Cumhurbaşkanı, siyaseten söz vermiş olmanın ya da bir yerin geliştirilmesi gibi düşüncelerin adliye sarayı yapımında etkili olamayacağını, Bursa’nın, Türkiye’mizin ve Dünyanın önemli bir kenti olduğunu, Adliye sarayının Bursa ilinin merkezinde veya yakın gelecekte merkez olması muhtemel bir yerde, şehrin en kıymetli arazisine yapılması gerektiğini belirttiler.

Sayın Cumhurbaşkanı adalet sarayının yalnızca yerini değil, mimarisini de önemsemek ve gerekli yerlerde uzmanlarla birlikte müdahale etmek gerektiğini, çünkü adalet saraylarının özellikle devletin saygınlığını ifade eden, gösteren önemli binalar olduğunu söylediler. Ayrıca bu konuda; Bursa Barosu’nun başından beri ifade ettiği gibi Bursa’nın valisi, belediye başkanları, savcı ve yargıçları, barosu ve uzman odaları ile birlikte konunun görüşülmesi gerektiğini ve ilgililere bu konuda gereğinin yapılması konusunda talimat vereceğini ve görüşeceğini de belirtmişlerdir.

Bizim söylemek istediğimizi Sayın Cumhurbaşkanı’ndan duymuş olmak önemlidir. Yaklaşık bir saat süren kabulde Sayın Cumhurbaşkanı’nın Bursalılar’ın bu çok önemli sorununa yaklaşımları ve çözmeye ilişkin tavırları bizleri umutlandırdı.

Sayın Cumhurbaşkanımıza olan inanç ve güvenimizle, daha önce, “yeni adliye yeriyle ilgili yanlış karardan dönülünceye kadar” sürdüreceğimizi söylediğimiz eylemlerimize bugün itibariyle kısa bir süre; Cumhurbaşkanımızın daha önce görüştüğümüz siyasetçiler gibi bizi yanıltmayacağına olan inancımız ve devlete olan güvenimiz nedeniyle ara verdiğimizi de duyurmak istiyorum.

Bursalı avukatların, hakimlerin, savcıların, sivil toplum örgütlerinin, akademik meslek odalarının görüşü alınmadan yeniden bir dayatmayla karşılaştığımız takdirde eylemlere tekrar başlayacağımızdan kimsenin kuşkusu olmasın…

 

Zeki KAHRAMAN Bursa Barosu Başkanı