BURSA BAROSU

ADLİYE SARAYI, BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE YÖNETİM BİNASI, SAĞLIK KOMPLEKSİ VE 2. ÜNİVERSİTE GÜNDEMLİ 56.BURSA KENT KONSEYİ GENEL KURUL TOPLANTISINDA BARO BAŞKANIMIZIN YAPTIĞI KONUŞMA (29.01.2010)


Bu Haberi

Bu Haberi

Tweetle


56.BURSA KENT KONSEYİ GENEL KURUL TOPLANTISI

GÜNDEM: ADLİYE SARAYI, BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE YÖNETİM BİNASI, SAĞLIK KOMPLEKSİ VE 2. ÜNİVERSİTE
TARİH: 29 OCAK 2010 CUMA

BARO BAŞKANIMIZIN KONUŞMA METNİ

 

ADLİYE NEREYE YAPILMALI ?

 

Sayın milletvekili, Sayın Belediye Başkanları, Akademik Oda Başkanı değerli dostlarım, Sayın Başkan, değerli katılımcılar, sevgili Bursalılar; hepinizi şahsım ve Bursa Barosu adına sevgi ve saygıyla selamlarım.

Bugün gündemde olan konuların amacı ortak akıl ve ortak karar alma ise bunların kararlar alınmadan yapılması gerekir. Amaç kurumların itirazları ile yükselen tansiyonu düşürmek ve sizi de dinledik demek ise kurumları hafife almanın bedelinin ağır olacağını belirtmek isterim. Bu amaçla hareket edenler sonuçlarına katlanmak zorundadır.

Bursa Barosu ülke sorunlarına ve kent sorunlarına müdahil olurken, yetkisini yasalardan gücünü halkından almaktadır. Bu nedenle her dönemde kurumlar ve kişilerle kavgadan kaçınmış, uzlaşma kültürünün ülke yaşamına egemen olması için gayret sarf etmiştir. Ancak uzlaşma dediğiniz eşitlik zemininde olur. Bunun aksini kabullenmemiz mümkün değildir.

Bursa Barosunun hareket alanını kişisel menfaat ve korkular değil, çağdaş ve evrensel ilkeler belirlemektedir.

Tüm tereddütlerimize rağmen yıllardır Adliye Sarayı ile ilgili çeşitli platformlarda söylediklerimizi bir kez daha tekrar edeceğim.

Türkiye’de kentlerin kimliği sorunu sıkça tartışılan bir konudur. Yakınma kentlerimizin kimliği olmadığı şeklindedir.

Bir kente kimlik öncelikle kent merkezleri ile sağlanır.

Kent merkezleri kentlerin tanımlanmasında ve tanıtımında vitrin ve hatta misafir odası olarak ifade edilir.

Kent merkezini merkez yapan yapılar vardır.

1. Belediye Binası
2. Hükümet Konağı
3. Adliye Sarayı
4. Dini yapılar
5. Kültür ve sanat yapıları (Tiyatro, Opera, Bale Salonları gibi)

Kent merkezlerindeki ulaşım için esas olan yaya ulaşımıdır. İnsanlar buralara gelirken toplu taşıma araçlarını kullanırlar ancak kent merkezi sadece yaya trafiğine açıktır.

Kent merkezleri kamusal alanlardır. Bu kamusal alanlarda bahsettiğimiz kamusal faaliyetler görülür.
Bazı kamuya yönelik fonksiyonları kentin dışına çıkarmakta sakınca yoktur. Örneğin Son kademe sağlık kuruluşlarını, Üniversiteleri -ki tüm dünyada kampus mantığı ile faaliyet gösterirler- Tapu Daireleri ve bazı eğitim kuruluşlarını kentin dışına çıkarmak akıllıca da olabilir.
Ancak yukarıda saydığımız yapılar asla ve asla kent merkezinden çıkmaz.

Buradan hareketle hiçbir tartışmaya yer bırakmayacak şekilde “ her çağdaş kent ve hatta Türkiye’mizle kıyaslanamayacak kadar geride kalmış pek çok kent, Adliye Saraylarını kent merkezinde barındırır. Bunu yurt dışına defalarca çıkmış yöneticilerimiz gayet iyi bilmektedir. Bilmeyenler bakımından söylemekte fayda görüyorum. Paris’ten, Londra’ya, Sofya’dan, Atina’ ya Roma’dan Santiago’ya, ve hatta Afrika ülkelerine kadar dünyanın hemen hemen tamamında Adliye Saraylarının kent merkezinde olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.

Çünkü bu yapılar simgesel yapılardır. İşlevlerini dışarı yansıtırlar. Bunlar hem dış görünüşleri hem iç mekanları ile toplumun moral değerlerinin bütünlüğünü ifade eder.

Adalet sarayı da “ adaleti, hukukun üstünlüğünü “ simgeler ve bu yüksek değerler nedeniyle tartışmasız kent merkezine konur. Ülkemizde bu kavramların sürekli tartışılması bu tür esasa etkili şekil unsurlarına hiç dikkat etmememizden de kaynaklanmaktadır. Mahkemeler kararlarını Türk milleti adına verirler. Adalet mekanizmasında yapı da milletin manevi varlığını ve hukuku her yönüyle yansıtmalıdır. Toplumun her kademesinin her bireyin güven duygusunu pekiştirecek yapılar olmalıdır. Bir milleti ve devleti ayakta tutan kurum adalet kurumudur.

Hatta adalet sarayları ve saydığım diğer yapılar dünyaca ünlü mimarlara yaptırılır. Örneğin Türkiye’de de herkesin yakından tanıdığı ünlü mimar Le Corbuzier Hindistanda Chandigarh'da Adalet Sarayı’nı inşa etmiş, bununla kalmayarak halısından duvardaki tabloya kadar tasarlamıştır.

Kent merkezinde bu yapılar yoksa kentiniz tanımsız, belirsiz ve sıradan olur. Oysa Bursa bir başkent ve çağdaş dünyaya her anlamda sunabileceğimiz önemli bir kenttir. Bursa’yı sıradanlaştırmaya kimsenin hakkı olmamalıdır.

Tüm bunların ışığında Adalet Sarayı konumu ve mimarisi ile günlük siyasetin malzemesi yapılamaz. Kentler; birilerinin gördüğü rüyaların sabahları hayata geçirileceği, kahvehane sohbetlerinde verilen sözlerin tutulması adına tüm değerlerin hiçe sayılacağı alanlar değildir. Hele bu kent Bursa gibi binlerce yıllık birikimi bünyesinde barındıran gelenekleri olan ve ekonomik anlamda da dünyaya açılan bir pencere ise; küçük dünyaların değil, ufku geniş, geleceği gören ve dünyaya “ işte benim kentim Bursa “diye övünerek sunacak ve bunun gereğini yapacak anlayış ile idare edilmeyi fazlasıyla hak etmektedir.
Bu nedenle bu kente yapılacak her yatırım hatta çakılacak her çivi uzun uzun düşünmeyi bilimden ve evrensel değerlerden ayrılmamayı gerektirir.

Bursamız yakın gelecekte İstanbul’dan sonra Türkiye’nin en büyük ve önemli kenti olacaktır. Bu düşüncemiz hem nüfus anlamında hem de ekonomik ve sosyal göstergeler bakımından önemli verilere dayanmaktadır.
Adliye Sarayı söz konusu olduğunda trafik ve benzer sorunlar bakımından dünyada önde gelen kentlerden biri olan İstanbul’da; Çağlayan gibi İstanbul’un tam da merkezine Avrupa’nın en büyük adliyesinin yapıldığını hatırlatmak isterim. Bu tamamen ne yapmak istediğinizle ilgilidir. Oysa İstanbul dışında Sultanbeyli’de Avcılar’da Küçük Çekmece’de Pendik’te hazineye ait çok geniş ve kenti sıkışıklıktan kurtaracak araziler olduğunu hepimiz biliyoruz. Orada geçerli olmayan mazeretlerin Bursa’da geçerli olması anlaşılır değildir.


Bursa Barosunun itiraz etmek dışında çözüm önermediğine ilişkin söylentiler kasıtlıdır, doğru değildir. Tüm yetkililere Cumhurbaşkanımız da dahil olmak üzere önerilerle gidilmiştir. Ancak Bursa Barosu siyasilerin dayatmalarının aksine bir dayatma içinde değildir. Böylesi önemli işlerin uzman Odaların, kenti yönetenlerin ve hatta sivil toplumun görüşleri alınarak yapılması anlayışını taşımaktadır. Bursa Barosu Belediye Başkanlığını, Valilik Makamını, Hakimi, Savcıyı, sivil toplumu yok sayan bir tavır içinde olmadı, olmayacaktır.
Buna ilişkin olmak üzere, diğer önerilerimiz de değerlendirilsin istemekle birlikte “Kent Meydanı civarında yapılacak bir kentsel dönüşüm projesi “ içindeki Adalet sarayının en ideal çözüm olacağını söyleyebiliriz.

Diğer önerilerimiz dikkate alınmadığı taktirde; 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planında merkez yerleşimin gelişmesinin batı yönünde olacağı belirtildiğinden, kent merkezi olması planlanan bir alanda Adliye Sarayı yapılması aklın, bilimin ve kentimizin planlarının gereğidir.
Bu dileğimden ve önerimden de anlaşılacağı üzere;
Bursa Barosu olarak bizler “ kendimize değil kentimize yer beğeniyoruz.”

Söz konusu Yıldırım ilçesinin; ihyası, çağdaş dünyaya sunulması ve halkın yaşam kalitesinin yükseltilmesi olduğunda ise hem Baro Başkanı kimliğimle hem de yaşamının 40 yılını Yıldırım ilçesinde geçirmiş ve geçirmeye devam eden biri olarak çok ciddi ve yapılabilir projelerimiz olduğunu söyleyebilirim. Ancak seçilmiş yöneticilerimize duyduğumuz saygı ve hukukçu nezaketimiz gereği bunları burada ifade etmiyorum.

Sadece Yıldırımın ilçesinin kurtuluşunun kentsel dönüşüm projeleri ile olabileceğini sizler Yıldırımı yıkıp yeniden inşa etmezseniz korkarım doğal afet halinde kendiliğinden yıkılacağını ve maddi manevi canımızın çok yanacağını söyleyebilirim.
Tüm katılımcılara saygılar sunarım.

Zeki KAHRAMAN
Bursa Barosu Başkanı

 

 
 

BURSA BAROSU BAŞKANLIĞI - İLETİŞİM BİLGİLERİ - 444 50 99
Adres: Kıbrıs Şehitleri Caddesi Adalet Sarayı G-Blok Kat:1 Osmangazi / BURSA
Telefon (0224) 251 66 06
Faks (0224) 251 62 49
E-Posta baro@bursabarosu.org.tr
CMK Servisi - Telefon (0 224) 272 50 44 – 272 50 67
Adli Yardım Servisi - Telefon (0 224) 223 28 23