BASIN AÇIKLAMASI
17.02.2010
Yargı, rövanş malzemesi ve hukuksuz uygulamaların merkezi yapılamaz.
Kanun önünde herkes eşittir. Görev ve unvanı ne olursa olsun kimsenin hukuksuz eylemleri mazur görülemez; kanun önünde herkes eşittir ve bağımsız mahkemeler önünde hesap verilmelidir. Bunun, hem toplum, hem de suç isnat edilen birey açısından her şeyden öte bir hak olduğu prensip olarak kabul edilmelidir.
Demokrasinin, hukuk devletinin, bireylerin hak ve özgürlüklerinin varlığı da, bağımsız ve tarafsız bir yargının varlığına bağlıdır. Ne var ki, son birkaç yıldır Türkiye’de yaşanan olaylarda ve yaratılan tartışmalarda kuvvetler ayrılığı prensibinin ortadan kaldırılmaya ve yargının, özellikle yürütmenin baskısı ve egemenliği altına sokulmaya çalışılmasının işaretleri görülmektedir.
Yasalara ve evrensel hukuka uygun davranılmak kaydıyla unvanı ne olursa olsun herkes hakkında işlem yapılabilmesi gerekir.
Ancak Erzincan Başsavcısı İlhan Cihaner olayında görüldüğü gibi yargı, rövanş almanın, hukuksuz uygulamaların merkezi olamaz. Hukuksuzluğun yaşanmasında hukukçunun kullanılması ayrıca tartışılması gereken bir husustur.
Başsavcı Cihaner ile ilgili yapılan işlemler hakkında kamuoyu açıkça bilgilendirilmeli ve yasaya uygun olduğu iddiası, işlemler ve aşamaları anlatılmak suretiyle ispat edilmelidir.
Hükümete yakın olan kişi ve kurumlar hakkında yasaları uygulayan ve cumhuriyetin kazanımlarına sahip çıkan hukukçulara gözdağı verilmesi ve bu şekilde sindirilmesi planlanıyorsa, başarıya ulaşılamayacağını açıkça ifade ediyoruz.
Özel yetkili savcı uygulamasına karşı olduğumuzu birkaç kez dile getirdik. Bu savcıların hukuk tanımaz kararları bilinmektedir. Hatta özel yetkili savcıların bulunduğu yerlerde, bunların taleplerini yerine getirmek üzere özel yetkili yargıçlar da bulunmaktadır. Bu savcıların tutuklama talebiyle mahkemeye sevk ettiği kişiler mutlaka tutuklanıyor. Tutuklanan kişilerin mahkemeye çıkarılması da en erken 6-8 ayı bulmaktadır. Böylelikle, tutuklama bir tedbir iken, özel yetkili savcılar tarafından cezalandırma yöntemi olarak kullanılmaktadır. Hukuk içinde hukuk olamaz.
Özel yetkili mahkemeler duruşmalarını mevsimlik yapmaktadır. Özel yetkili savcılar ve mahkemeler, adil yargılanma ile ilgili ciddi bir sorundur. Her nedense bu özel savcıların elindeki dosyalarda da genellikle, iktidara muhalefet eden kişiler olması tesadüf değildir. Özel yetkili savcılar polis müdürü gibi davranmaktadır. Bu sıfat derhal kaldırılmalıdır.
Zeki KAHRAMAN Bursa Barosu Başkanı
Baromuz ayrıca Erzurum’da yaşanan hukuka aykırılıklar üzerine Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun aldığı kararla ilgili olarak İstanbul Barosu Başkanlığı'nca yayınlanan basın açıklamasına da katılmıştır.
|