BURSA BAROSU

MARMARA – EGE BAROLARI GENİŞLETİLMİŞ 3. BARO BAŞKANLARI TOPLANTISI SONUÇ BİLDİRİSİ - 26-28 ŞUBAT 2010 ULUDAĞ / BURSA (01.03.2010)


Bu Haberi

Bu Haberi

Tweetle


MARMARA – EGE BAROLARI
GENİŞLETİLMİŞ
3. BARO BAŞKANLARI TOPLANTISI
26-28 ŞUBAT 2010, ULUDAĞ / BURSA

Sayın Türkiye Barolar Birliği Başkan vekilim, Sayın Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu üyeleri, Sevgili Başkanlarım değerli dostlarım:

Sizleri Bursa’da ağırlamaktan büyük mutluluk duymaktayım. Bursa Barosu adına hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum. Hoş geldiniz.

Hukuk ve demokrasi yolunda mücadele vermiş tüm meslektaşlarımızı saygıyla anıyor, aramızdan ayrılmış olanları rahmetle anıyorum.

Hepinizin bildiği gibi Marmara Bölgesi Baroları 3. kez toplanıyor. Bu toplantı genişletilmek suretiyle Marmara ve Ege Baro Başkanları toplantısı haline getirilmiştir. İlki Tekirdağ ilinde yapılan bu toplantıların amacı; bölgedeki barolar arasında işbirliğini sağlamak, baroların birikim ve donanımlarını diğerleri ile paylaşımını ve dayanışmayı kolaylaştırmak, güncel hukuki sorunlar karşısında birlikte ve hızlı hareket kabiliyetini geliştirmek ve kamuoyunu doğru bilgilendirmek, sıkça yaşanan hukuksuz uygulamalar karşısında direnç gösterebilmek ve mesleğimizin sorunlarına ortaklaşa çözüm üretebilmektir.

Değerli Başkanlarım,
Yasalardan aldığı yetki ve mesleğimizin özü gereği Barolarımız; hukukun üstün kılınması, insan haklarının korunması ve geliştirilmesi için mücadele vermektedir. Bu mücadelenin verilmesi sırasında önemli sıkıntılar yaşanmış, gerektiğinde hem kurumsal hem de bireysel bedeller ödenmiştir.

Bugün geldiğimiz noktada tüm kesimlerin hukuku eline geçirme çabası içinde olduğu tartışılmayacak kadar açıktır. Bu çaba yeni veya Türkiye’de ilk kez yaşanan bir durum değildir. İnsanlık tarihi incelendiğinde otoriter ve totaliter rejimlerin veya bu yolda isteği olanların, hukuku ve hukukçuyu kendi emelleri için kullanmayı hedeflerine ulaşmanın bir yolu olarak gördüklerine tanık olmaktayız.

Türk insanı son bir iki yıl içinde; demokrasi, hukukun üstünlüğü, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı gibi kavramların tercihe göre içinin doldurulması karşısında zihin bulanıklığı yaşamaktadır. Bugün Türkiye’de yaşanan zihin karmaşasının önüne geçecek ve gerçeklerle insanımızı yüzleştirecek olan barolardır.

Şüphesiz bu tartışmalar içindeki en önemli konulardan biri Yargı Reformu'dur. Yargı reformu talebi Barolarımız açısından yeni bir gündem değildir. Bu konuda en birikimli ve donanımlı kurumlar barolarımızdır. Yargı reformu tartışmasında olumsuzdan hareket ederek değil, tam aksine reformun hukukun temel ilkelerine uygun gerçekleşmesi için gayret sarfetmeliyiz.

Toplantı salonuna baktığımda, son günlerde haksız biçimde darbeci olmakla suçlanan baroların başkanlarının çoğunlukta olduğunu görüyorum. Bursa Barosu da bu eleştiriye uğramış barolardan biridir. Barolar darbeden yana hiç olmadılar, olmaları da mümkün değildir. Belki de darbelerden en çok mağdur olan ve meslektaşlarının hayatı ile bedel ödeyen en öndeki kurumlardır barolar. Yakın tarihte sadece hukukun üstünlüğü, demokrasi, insan hak ve özgürlükleri için sadece kitabı ve kalemiyle mücadele verdiği için işkence tezgahlarından geçen ve hatta can verenler arasında çokça avukat olduğunu hatırlatmak isterim. Darbeler sonrasında, Sıkıyönetim Mahkemelerinde her türlü baskı ve tehdit karşısında hukuku isteyen ve direnen de yine avukatlar olmuştur.


Dün, şu veya bu nedenle yaşadığımız acılara sebep olanları alkışlayanların, bugün demokrasiden bahisle bizleri darbeci olarak fişlemelerini manidar buluyorum.

Bu toplantı sonucunda çıkacak bildirinin hukuka ve hukukçuya inanan ve hala demokrasi ve insan haklarının en önemli savunucusu olan barolardan beklentileri devam eden insanlarımız için umut ışığı yakacağı inancıyla; tekrar hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.

Zeki Kahraman
Bursa Barosu Başkanı

 

SONUÇ BİLDİRİSİ

Bizler aşağıda imzaları bulunan Baro Başkanları, Barolarımızı temsilen, Cumhuriyeti, Cumhuriyet değerlerini ve hukukunu koruyup, kollamakla görevli olarak, ülkemizin içinden geçmekte olduğu süreçte, ülkede yaşananlarla ilgili görüşlerimizi kamuoyu ile paylaşmayı gerekli görmekteyiz.

Tüm kamuoyunca bilinmelidir ki, Türkiye bir hukuk devletidir ve bunun sağlanabilmesi için ortak akılla yapılacak yargı reformu şarttır.

Bu doğrultuda, hukuk devletinin inşaası ve işlerliğinin sağlanması bakımından, bugün yargı reformunun gerçekleştirilmesine ve yargı bağımsızlığının güçlendirilmesine, tarafsızlığının sağlanmasına her zamankinden daha fazla ihtiyaç olduğu bir gerçektir. Ancak siyasi iktidarın, yargı bağımsızlığını ve tarafsızlığını sağlayamayacağı ve hukuk devletini tesis için ortak akla dayalı bir yargı reformunu gerçekleştiremeyeceği yaşanan olaylarla ortaya çıkmıştır.

Ülkemizde son günlerde yaşananlar, siyasi iktidarın yasama ve yürütme ile birlikte yargıyı da elinde tutmaya çalıştığını açıkça göstermektedir. Avrupa Birliği’nin Türkiye ile ilgili raporlarında açıkça belirttiği gibi, iktidarın yargıyı da ele geçirerek, Anayasa’daki kuvvetler ayrılığı ilkesine uymayan bir anlayışla yargı reformunu gerçekleştirmek istediği ve son gelişmelerden kalkınarak referandum süresinin kısaltılması, Anayasa değişikliklerine gidilmesi ve kendi istediği taraflı yargıyı yaratacak Anayasa Mahkemesi, HSYK, Yargıtay ve Danıştay oluşturma girişimleri ve zorlamaları da kabul edilemez.

Nitekim Erzincan Başsavcısı İlhan Cihaner’le ilgili soruşturmalar ve Erzurum Özel Yetkili Savcılığınca gerçekleştirilen işlemler, ne hukukla ne de meslek etiği ile bağdaşmaktadır. Bu olanlardan sonra Adalet Bakanınca ve siyasi iktidar temsilcilerince HSYK, Yargıtay ve Danıştay hedef alınarak yapılan açıklamalar hukuk devleti ilkeleri ile bağdaşmaz ve kabul edilemez.

Özel yetkili mahkemeler ve savcılıklar yaratılarak eski DGM’lerin yeniden hortlatılması ve bu kurumların siyaset tarafından kendi anlayışına uygun olarak kullanılması da hukuka uygun değildir. Bu nedenle de özel yetkili savcılıkların ve mahkemelerin derhal kaldırılması, hukuk devleti ilkelerinin hayata geçirilmesi, özgürlüklerin korunup kollanması bakımından zorunludur.

Hiç kimsenin suç işleme özgürlüğü bulunmamakla birlikte, kişilerin anayasa, yasalar ve ulusal sözleşmelerle korunan haklarına saygı gösterilmelidir. Son zamanlarda Türk Silahlı Kuvvetleri ile ilgili yapılmak istenenler de bu güzide kurumun etkisizleştirilmeye ve halkın nazarında güvenilirliğinin sarsılmasına yönelik olduğu da dikkatlerden kaçmamaktadır. Böylece siyasi iktidarın kendi siyasi projelerini gerçekleştirmek amacıyla, önünde engel olarak gördüğü Cumhuriyetin önemli kurumlarından olan yargı ve Türk Silahlı Kuvvetlerine karşı yürüttüğü kampanyayı şiddetle reddediyor ve kınıyoruz.

Sivil dikta kaygılarının en yüksek düzeylere çıktığı bir zamanda, Sayın Başbakanın 26.02.2010 günü basın ve köşe yazarları hakkında yaptığı konuşma son derece vahim bir olay, özgürlüklere müdahale ve otoriter rejim anlayışının ifadesi olan bir itiraftır. Basın özgürlüğü bütün özgürlüklerin kalbidir. Basın özgürlüğü demokrasinin bekçisidir. Bu konuşma özgürlüklerin kalbine saplanmış bir hançerdir.

Bu doğrultuda yukarıdaki açıklamalarımızın doğal sonucu olarak, tüm bunları sağlamaya yönelik yargı reformu adı altında sunulan, ancak siyasi proje ve dayatma niteliğindeki Atatürk Devrimleri ve Cumhuriyet karşıtı girişimlere kesinlikle karşı olduğumuzu bir kez daha ifade ediyor, düşüncelerimizi kamuoyuna saygıyla sunuyoruz. 27.02.2010


Aydın Barosu Başkanı Av.Sümer Germen
Balıkesir Barosu Başkanı Av.Muzaffer Mavuk
Bilecik Barosu Başkanı Av.Halime Aynur
Bursa Barosu Başkanı Av.Zeki Kahraman
Çanakkale Barosu Başkanı Av.Tülay Ömercioğlu adına Yönetim Kurulu Üyesi Av.Ertuğrul Şahinkaya
Denizli Barosu Başkanı Av.Adil Demir
Edirne Barosu Başkanı Av.Faruk Sezer
İstanbul Barosu Başkanı Av.Muammer Aydın
İzmir Barosu Başkanı Av.Özdemir Sökmen
Kocaeli Barosu Başkanı Av.Mehmet Cumhur Arıkan
Manisa Barosu Başkanı Av.Fadıl Ünal
Muğla Barosu Başkanı Av.Mustafa İlker Gürkan
Sakarya Barosu Başkanı Av.Vacit Öktem
Tekirdağ Barosu Başkanı Av.Ahmet Müsellem Görgün
Uşak Barosu Başkanı Av.Rıza Albay
Yalova Barosu Başkanı Av.Cemal İnci

 

 

 

 

 
 

BURSA BAROSU BAŞKANLIĞI - İLETİŞİM BİLGİLERİ - 444 50 99
Adres: Kıbrıs Şehitleri Caddesi Adalet Sarayı G-Blok Kat:1 Osmangazi / BURSA
Telefon (0224) 251 66 06
Faks (0224) 251 62 49
E-Posta baro@bursabarosu.org.tr
CMK Servisi - Telefon (0 224) 272 50 44 – 272 50 67
Adli Yardım Servisi - Telefon (0 224) 223 28 23