BASIN AÇIKLAMASI - 19.06.2010
Gün, artık “Başımız sağolsun” demekle geçiştirilecek gün değil…
Gün, artık “Şehitlerimizin acılarını paylaşıyoruz” diyerek, tevekküle sarılacağımız gün değil…
Gün, artık “Hain terörü lanetliyoruz” diyerek, tekrar işimize gücümüze dönüp, kısır çekişmeler, sonuçsuz sakat politikalarla geçirilecek gün değil…
Gün, ülkemizin başına bela edilen PKK terörünü, Doğu ve Güneydoğu halkının gözünde mahkûm ettirerek tarihe gömme günüdür.
Gün, artık derin uykudan uyanma, gerçekleri görme günüdür.
Şırnak’ta askeri birliğimize gerçekleştirilen saldırıda şehit olan 10 askerimizin acısı tarif edilemeyecek düzeydedir.
Bu acıyı dindirmenin yolunun, altı doldurulmamış, şova yönelik açılımlardan geçmediğini anlamak; PKK terör örgütü saldırılarının son zamanlarda artmış olmasının, Türkiye’nin dış politikadaki “kabadayı devlet” anlayışının yansıması olduğu şüphesini de taşımak gerekiyor. Ülkemizin ulusal bütünlüğüyle ilgisi olmayan nedenlerden ötürü düşman yaratarak, kendi dertlerimiz yetmiyormuş gibi yeni sorunlar üreterek bu ülkede huzuru, refahı sağlayacağını düşünenler yanılmaktadır.
Bugün yürütülen politikalar, Türkiye’yi ne yazık ki, batının “hor” bakışından kurtaracak, bağımsız kılacak, iç huzuru sağlayacak politikalar değildir.
Bugünkü siyasi iktidarın varlığını sürdürebilmek adına hedef seçtiği kurumların başında gelen Türk Silahlı Kuvvetleri’nin acımasızca yıpratılmış olması da, bugün terörle mücadelede varılan vahim noktanın en çarpıcı nedenlerinden biridir.
“Demokrasi” diye diye demokrasiyi, “hukuk” diye diye hukuku katleden siyasi iktidarın, kendine kadar demokrasi, kendine kadar hukuk isteğinin Türkiye’yi diktatörlüğe götürdüğünü görmemek aymazlıktır.
Siyasi iktidar, temel insan hak ve özgürlüklerine dayalı bir demokratik düzeni hakim kılma yerine, sadece bir etnik kimlik adına başlattığı sözde açılımla Türkiye’de iç huzuru daha da bozmuş, dış desteğinden şüphe duymadığımız PKK terör örgütünün de kışkırtmasıyla, yüzyıllardır bir arada yaşayan insanlar arasına örülen duvarları kalınlaştırmıştır.
Türkiye’nin bugün canını yakan terör belasının altında yatan tek nedeni “Kürt kimliği” olarak açıklamak mümkün değildir.
Sadece bölgede değil, tüm ülkede olmakla birlikte sorun, temel insan hak ve özgürlükleri sorunudur…
Sorun, hukuk ve demokrasi sorunudur.
Sorun, ekonomik sorundur.
Elbette en büyük sorun, yukarıda sıraladığımız sorunları çözmek yerine daha da büyütüp listeye yeni sorunlar ekleyen, Atatürk ilke devrimlerine sıkı sıkıya bağlı Türk Silahlı Kuvvetleri’nin gücünü kıranlardır!
Zeki Kahraman Bursa Barosu Başkanı
|
|