BURSA BAROSU

CMK görevi üstlenen meslektaşlarımızın uygulamada karşılaştıkları haksız engellerin kaldırılması amacıyla 6 Aralık 2010 tarihli yazılarımızla Adalet Bakanlığı ve Türkiye Barolar Birliği nezdinde girişimlerde bulunulmuştur. (06.12.2010)


Bu Haberi

Bu Haberi

Tweetle


Tarih : 6 Aralık 2010
Sayı :


TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ BAŞKANLIĞI’NA

T.C.
ADALET BAKANLIĞI’NA
ANKARA

Konu :
1. CMK görevi gören avukatların hak ettikleri ücreti alabilmek için Cumhuriyet Savcılığına sundukları duruşma tutanaklarını Avukatlık Kanunu uyarınca kendilerinin onaylayabileceğinin hatırlatıldığı ve aksine yürüyen uygulamanın hukuksuzluğunun açıklandığı;
2. CMK görevi gören avukatların ücret ve masraf ödemelerine ilişkin sorunların çözülmesinin talep edildiği;
3. Ceza Muhakemesi Kanununun 153. maddesi ile Avukatlık Kanununun 46. maddelerinin açık hükümlerine aykırı olarak soruşturma evresinde dosyayı görmek için vekaletname istenilmesinden vazgeçilmesine ilişkin dilekçemizdir.

AÇIKLAMALAR :
1. Hak arama özgürlüğü Anayasamızın 36. maddesinde güvence altına alınmış temel bir haktır.

2. Hakkını bilmeyen ve hakkını koruyacak imkanlara sahip olmayan kişiler açısından, bu temel hakkın Anayasa’da yer almasının hiçbir anlamı yoktur.

3. Hakkını bilmeyen ve/veya kullanma imkanına sahip olmayan kişilerin, dokunulmaz, vazgeçilmez temel hak ve özgürlüklerle donatıldıklarından,“demokratik ve hukukun üstünlüğünü ideal kabul etmiş” bir toplumun bireyleri olduklarından söz edilemez.

4. Kanunlardaki soyut hak ve özgürlüklerin hayata geçirilmesini sağlayan avukat, demokrasinin ve hukuk devletinin vazgeçilemezidir. Avukat, “kişi”yi, toplum içinde hak ve özgürlüklerle donatılmış “birey” yapan meslek insanıdır.

5. Yukarıdaki kısa açıklamamız karşısında, barolar tarafından kendilerine CMK görevi verilen avukatların kilit önemi ortadadır. Zira CMK görevi verilen avukatlar, talep eden herkesin ceza soruşturma ve kovuşturmalarında haklarını savunmakta, onların toplumun eşit haklarla donatılmış bireyleri olmasını sağlamaktadır.

6. Bu kadar önemli ve kutsal bir görev yapmalarına rağmen genelde avukatların özelde ise CMK görevi gören avukatların uygulamada büyük zorluklarla ve engellemelerle karşılaştığı herkesin malumudur.

Oysa demokratikleşmeyi kendine hedef edinmiş bir toplumda, resmi makamlar, toplumun bu idealini samimi olarak paylaşmakta iseler, savunma hakkının önündeki engelleri kaldırmakla yükümlüdürler. Bu çerçevede, aşağıdaki engellerin öncelikle kaldırılması gerekmektedir:

A. CMK görevi gören avukatların hak ettikleri ücretleri alabilmeleri için soruşturma veya duruşma tutanağının suretini Avukatlık Kanununun verdiği yetkiye dayanarak kendilerinin onaylaması yeterlidir:

Avukatın kanundan kaynaklanan bu yetkisine saygı duyulması zorunludur:
1. “Ceza Muhakemesi Kanunu Gereğince Müdafi ve Vekillerin Görevlendirilmeleri ile Yapılacak Ödemelerin Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmelik” in 11. maddesinin 3. bendi uyarınca, Baro tarafından görevlendirilen müdafii ve vekil avukatların ücretlerinin ödenmesi için sunması gereken belgeler arasında “katıldığı soruşturma veya kovuşturma evresine ilişkin tutanağın onaylı örneği” sayılmaktadır.
2. CMK yönetmeliğinin ilgili hükmü gereği, katıldıkları soruşturma veya kovuşturma evresine ilişkin tutanakları onaylatmak üzere mahkeme kalemlerine başvurduklarında, meslektaşlarımızdan 492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca suret harcı ödemeleri talep edilmektedir. Oysa 492 sayılı Harçlar Kanununa ekli 1 sayılı Tarifede düzenlenen Suret Harçları kısmında, her ne kadar mahkeme ve merci zabıtnameleri ve diğer evrakın beher sayfasının suretlerinden(tasdikli fotokopiler dahil) suret harcı alınması öngörülmüşse de, aynı tarifenin son cümlesinde “Re’sen verilmesi icap eden suretler hariç olmak üzere ceza mahkemelerinden alınacak suretlerden de aynı harçlar alınır” denmek sureti ile bir istisna getirilmiştir. CMK kapsamında müdafi ve vekil olarak görev yapan avukatların katıldıkları soruşturma veya kovuşturma evresine ilişkin tutanakların onaylı örneklerinin re’sen verilmesi gereken suretlerdendir. Çünkü CMK m.222 kapsamında, müdafi / vekil tarafından duruşma tutanağının sahteliğinin ileri sürülebilmesi, başka bir açıdan sahteliğinin ileri sürülememesi tutanağa güven duyulabilmesi için duruşma tutanakları, duruşma biter bitmez imzalı ve onaylı olarak, taraflara verilmek zorundadır.
3. Yönetmelikte tutanağın onaylı olması zorunluluğu getirilmesinin sebebi, tutanağın doğruluğunun sağlanmasıdır.
4. 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 56. maddesi uyarınca ve bu maddede yazılı olan şartlara uymak kaydıyla, avukatların belgelerin suretlerini onaylama yetkileri vardır. Bu çerçevede, avukatın, aslı taraf olduğu soruşturma veya davanın Savcılık ya da Mahkemedeki dosyasında bulunan imzalı tutanağın fotokopisini onaylama yetkisine sahip olduğu kuşkusuzdur. Öte yandan, Savcılığın, kendisine sunulan tutanağın doğruluğunu UYAP sisteminden kolaylıkla kontrol etme imkanı her zaman vardır.
5. Buna rağmen, uygulamada, CMK görevinin karşılığında hak ettiği ücreti tahsil için müracaat eden avukatın, tutanak suretini kendisinin onaylaması kabul edilmemekte, yazı işleri müdürünün onayı istenmektedir.
6. Kanuna açıkça aykırı bu uygulama, doğrudan mesleğimizin onurunu hedef almaktadır. Yazı işleri müdürlerini, yargı görevi yapan avukatlardan daha güvenilir görmeye teşebbüs eden, avukatın kanundan kaynaklanan yetkisini hukuka aykırı olarak elinden alan sözkonusu uygulamaya son verilmesi gerekmektedir.

B. CMK görevi gören avukatların ücretlerinin geç ödenmesi büyük bir haksızlıktır. Bu sorunun bir an önce çözümlenmesi zorunludur.
1. CMK görevi gören avukatlar, emekleriyle, alın terleriyle hak ettikleri ücretlerini, serbest meslek makbuzu kestikten aylar sonra tahsil edebilmektedirler. Bu sırada, almadıkları ücretin katma değer vergilerini ödemek zorunda kalmaktadırlar.
2.Ödemelerin hızlandırılması için ne gerekiyorsa yapılmalı ve bu haksızlığa sonverilmelidir.

C.CMK görevi gören avukatların mutad ulaşım vasıtası olarak yalnızca toplu taşım araçlarından yararlanabilmelerini, yaptıkları masrafları tahsil edebilmek için ise serbest meslek makbuzu kesmelerini zorunlu tutan uygulama değiştirilmelidir:
1.Nasıl ki hakim ve savcıların örneğin keşfe veya olay yerine giderken toplu taşım aracı kullanmaları beklenemezse, karakoldaki bir şüphelinin ifadesi alınırken orada hazır bulunması gereken avukatın da toplu taşım aracıyla karakola intikal etmesi beklenemez. CMK gereği görev yapan avukata, verdiği hukuki hizmetin bedeli olan ücretin dışında, işin gerektirdiği masraflar eksiksiz ve hatta peşin olarak ödenmelidir. Müdafiin/vekilin sarfettiği tüm ulaşım giderlerinin de her hangi bir sınır gözetilmeksizin kendisine ödenmesi gerekmektedir.
2. Sorunun çözümü için Adalet Teşkilatını Güçlendirme Vakfı’nın araçlarından yararlanılmasını sağlayacak bir çalışma yapılmasını öneriyor; Vakıf aracının müsait olmaması durumunda taksi ücretinin ödenmesi gerektiğini ifade ediyoruz.
3. Görevin niteliği gereği, yasal olarak görevlendirilen müdafi/vekillere ödenen zorunlu yol giderleri, serbest meslek şeklinde çalışan avukatların mesleki faaliyetlerinden doğan kazanç değildir. Zorunlu yol gideri, hizmetin yapılabilmesinin zorunlu unsurudur. Görev ifa edilirken sarf edilmiştir. Adından da anlaşıldığı gibi gelir değil giderdir. Yönetmelik gereğince avukatın rayice uygun yazılı beyanı ile dahi iade alınmaktadır. Kendi içinde vergilendirilmiş ve müdafi/vekillerce sarf edilmiş bu giderlerin müdafi/vekillere iadesinde yeniden vergilemeye tabi tutulması, gerçek giderin çok altında gider iadesi alınmasına neden olacaktır ki bu da mükerrer vergilendirme yapılması sonucunu doğuracaktır.

Bu nedenlerle serbest meslek faaliyetinden doğan kazanç kapsamında olmayan, vergi kanunlarında gelir vergisine tabi olduğu belirtilmeyen, bilakis gelir vergisinden istisna tutulan, kendine has bir yapısı olan ve ilgili mevzuatında düzenlenen zorunlu yol giderlerinin kazanç gibi değerlendirilip gelir vergisine tabi tutulması yönündeki uygulamanın kaldırılması gerekmektedir.

D. Ceza Muhakemesi Kanununun 153. maddesi ile Avukatlık Kanununun 46. maddelerinin açık hükümlerine aykırı olarak soruşturma evresinde dosyayı görmek için vekaletname istenilmesinden vazgeçilmesi zorunludur.
1. Avukatlık Kanununun 46. maddesi avukatın vekaletname ibraz etmeden dava dosyasını görebileceği hükmünü amirdir.
2. Ceza Muhakemesi Kanununun 153. maddesi de avukata dosya inceleme yetkisi vermektedir.
3. Kamu hizmetini ifa eden avukatların görevlerini yerine getirirken önündeki engelleri kaldırmak ve avukatın işi almaya karar vermeden önce dosyayı inceleyebilmesini sağlamak amacı ile düzenlenen Avukatlık Kanununun 46. maddesinin açık hükmüne rağmen, Yönetmelik hükmüne dayanılarak avukattan soruşturma evresinde dosya görme ve sorgu yapmak için vekaletname istenilmesi açıkça hukuka aykırıdır. Danıştay 10. Dairesinin 2005/5971 E., 2008/3448 K. Sayılı kararı ile kanunun açık hükümleri göz ardı edilerek “Cumhuriyet Başsavcılıkları ile Adli Yargı İlk Derece Ceza Mahkemeleri Kalem Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik”in ilgili maddesinin iptali talebi reddedilmişse de; Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun bu hukuka aykırılığı gidereceğine dair inancımız tamdır.
4. Ancak mademki bahse konu Yönetmeliğin kanunun açık düzenlemelerine aykırı bir maddesine dayanılarak avukatın dosyayı görme hakkı kanuna aykırı olarak sınırlanmaktadır, hukuka bağlı olmakla yükümlü idare tarafından yapılması gereken, bu Yönetmeliği hukuka uygun hale getirmektir.

NETİCE VE TALEP
1. CMK görevi yapan avukatların ücretlerini tahsil için sundukları tutanakları, 1136 sayılı Avukatlık Kanunundan kaynaklanan yetkileri çerçevesinde kendilerinin onaylayabileceklerini,
2. Bu yetkinin tanınmamasının hukuka aykırı olduğunu ve hukuka aykırı olan bu uygulamaya son verilmesini,
3. CMK görevi gören avukatların hak ettikleri ücretlerinin geciktirilmeksizin ödenmesi için gerekli her türlü tedbirin ivedilikle alınmasını,
4. CMK görevi gören avukatların ulaşımı için ATGV araçlarının tahsis edilmesi için çalışma yapılmasını,
5. ATGV aracı tahsis edilmeyen CMK görevi gören avukatın taksi ücretinin ödenmesini,
6. CMK görevi gören avukatın yaptığı masrafı tahsil edebilmesi için, bu masrafa serbest meslek makbuzu kesmeye ve KDV ödemeye zorlanması hukuka aykırı olduğundan, masraf ödemesi için masrafın yapıldığına dair belgenin ibrazının yeterli kabul edilmesini,
7. Soruşturma evresinde dosyayı görmek için avukattan vekaletname istenilmesinden vazgeçilmesini ve “Cumhuriyet Başsavcılıkları ile Adli Yargı İlk Derece Ceza Mahkemeleri Kalem Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik”in 45. maddesinin, Avukatlık Kanununun emredici hükümleri dikkate alınmak sureti ile yeniden düzenlenmesi gerektiğini; bu hususta gereğinin yapılmasını bilgilerinize sunarız.

Bursa Barosu Başkanı
Zeki Kahraman

Av. Gülcihan MUTLU YETİM
Av. Atila ATİK
Av. Gürkan ALTUN
Av. Şerafettin İRMİŞ
Av. Hakan Fırat ALADAĞ
Av. Eralp ATABEK
Av. Mefharet ÖZTÜRK
Av. Zekiye TİRYAKİ
Av. Ebru DİNÇ MUMCU
Av. Onur YAVUZ


 

 
 

BURSA BAROSU BAŞKANLIĞI - İLETİŞİM BİLGİLERİ - 444 50 99
Adres: Kıbrıs Şehitleri Caddesi Adalet Sarayı G-Blok Kat:1 Osmangazi / BURSA
Telefon (0224) 251 66 06
Faks (0224) 251 62 49
E-Posta baro@bursabarosu.org.tr
CMK Servisi - Telefon (0 224) 272 50 44 – 272 50 67
Adli Yardım Servisi - Telefon (0 224) 223 28 23