|
TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ BAŞKANLIĞI’NA
ANKARA
KONU : 14.04.2011 tarih, 27905 Sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6217 sayılı kanunun 13. maddesi hakkında
14.04.2011 tarih, 27905 Sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6217 Sayılı “Yargı Hizmetlerinin Hızlandırılması Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”,14.04.2001 tarih, 27905 Sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak, yürürlüğe girmiştir. Söz konusu kanunun 13. maddesi ile 492 Sayılı Harçlar Kanunu'nun 1 Sayılı tarifesinde değişiklik yapılarak;
“492 sayılı Kanunun (1) sayılı Tarifesinin “A – Mahkeme Harçları” bölümünün “Hukuk ve ticaret davalarıyla, idarî davalarda ihtilafsız yargı konularında ve icra tetkik mercilerinde” başlığında yer alan “Hukuk” ibaresinden sonra gelmek üzere “, ceza” ibaresi eklenmiş,” bundan sonraki kısımda ise IV-b başlığı ile Yargıtay Ceza Dairelerine yapılacak olan temyiz başvurularında 40 TL., IV.-f başlığı ile Bölge Adliye Mahkemeleri'nin Ceza Dairelerine yapılacak olan istinaf yolu IV.-g başlığı ile İdarî yaptırımlar konusunda sulh ceza mahkemelerince verilen son karara karşı itirazen yapılacak başvurularda 20 TL. IV-h başlığı ile de İcra mahkemelerinin kararlarına karşı itirazen yapılacak başvurularda 20. TL. temyiz ve itiraz harcı alınması hüküm altına alınmıştır.
Yapılan düzenleme, Anayasa'nın 5, 10, 13, 19/9, 36 ve 90/son maddeleri ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6 ve 13. maddelerine aykırılıklar içermektedir.
Harç, kamu kuruluşlarının hizmetinden yararlanma karşılığında özel ve tüzel kişilerin ödemekle yükümlü olduğu bedeldir. Oysa ki, temyiz incelemesi bir kamu hizmeti değil, Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nden doğan ADİL YARGILANMA HAKKININ kullanımıdır.
Anayasa Mahkemesinin 23.07.2009 gün ve 2006/65 E.,2009/114 K. sayılı kararında da vurgulandığı üzere,hak arama özgürlüğü,Anayasa’nın 36. maddesinde düzenlenmiş ve maddede hak arama hürriyeti için herhangi bir sınırlama nedeni öngörülmemiştir.
Bilindiği üzere adil yargılama hakkının tesisi için Barolar tarafından Ceza Muhakemesi Kanunu uyarınca müdafi/vekil görevlendirilmesi yapılmaktadır. Atanan müdafi/vekillere ödenecek giderlerle ilgili bugüne kadar pek çok sorun yaşanmış ve birçoğu hala çözümlenememiştir. Sözü edilen yasanın yürürlüğü ile mesleki sorumluluğu gereği üstlendiği görevi hükmün kesinleşmesine kadar sürdürmesi gereken meslektaşlarımızın aleyhe hükümleri temyiz etmeleri esnasında harç ödenmesi sorunu ile karşı karşıya kalmışlardır. Zira CMK gereği müdafi/vekil olarak yapılan görevlendirmelerde çoğu zaman taraflara ulaşılmasının mümkün olmaması veya meslektaşlarımızın müdafi/vekilliğini yaptıkları kişilerin ekonomik gücünün bulunmaması nedeniyle; söz konusu harçların meslektaşlarımızın kendi ceplerinden ödenmesi durumu ile karşı karşıya kalınmaktadır.
CMK gereği görevlendirilen müdafi/vekillere ödenecek giderlerin düzenlendiği mevzuattan sonra yürürlüğe giren 6271 sayılı yasa ile yapılan düzenleme ile birlikte, CMK gereği Baro tarafından atanan müdafi/vekiller ile takip edilen davalarda temyiz/istinaf harçlarının kim tarafından ve ne şekilde ödeneceği konusunda belirsizlik ortaya çıkmıştır. AİHS’ne getirilen Ek 7 numaralı protokolün 2.maddesi ile güvence altına alınan kanun yoluna başvuru hakkı uyarınca, aleyhe hükmün kanun yolu incelemesinden de geçmesi gerekmektedir.
Belirtilen nedenlerle hak arama hürriyeti ve adil yargılanma hakkının zedelenmemesi için CMK gereği Baro tarafından atanan müdafi/vekiller ile takip edilen davalarda temyiz/istinaf harçlarının nasıl ve kim tarafından ödeneceği konusunda tereddütlerin giderilmesi hususunda gereğini bilgilerinize sunarım.
Bursa Barosu Başkanı V.
Şerafettin İRMİŞ
|
