BASIN AÇIKLAMASI 19.02.2013
Demiröz: "Savunma hakkını sonuna kadar savunacağız"
Bursa Barosu Başkanı Ekrem Demiröz, avukatlara karşı girişilen saldırıların, mesleğe dönük planlı saldırılar haline dönüştüğünü belirterek, "Bütün bu saldırılar bizi asla yıldırmaz. Savunmayı savunmaya devam edeceğiz" dedi
DHKP-C soruşturması gerekçe gösterilerek tutuklanan avukatların serbest bırakılması talebiyle İstanbul Çağlayan Adliyesi'ne giden ÇHD üyesi avukatların maruz kaldığı polis müdahalesi Bursa Barosu'nca kınandı. Bursa Barosu Başkanı Ekrem Demiröz Yönetim Kurulu üyeleriyle birlikte düzenlediği basın toplantısında, "savunmanın ağır baskı altında olduğunu" vurguladı. Demiröz, "Hiçbir dönemde görmediğimiz şekilde, savunma hakkını kullanan avukatlara suç duyurusunda bulunulmakta, haklarında davalar açılmaktadır. Bir avukat suç duyurusunda bulunduğu kişi ya da kurumun cezalandırma gücünü hesaba katmadan görevini yapar. İktidardan tepki görüp görmeyeceğini gözetmez, tüm yaşananlar, savunmasını üstlendiği bir davanın avukatını ıslah amaçlıdır ancak hiçbir güç bunu başaramayacak" diye konuştu.
Baro Başkanı Ekrem Demiröz, yakın geçmişte DHKP-C operasyonu adı altında avukatların da gözaltına alınıp ardından tutuklandığını hatırlattığı açıklamasında, "Basına sunulan, servis edilen bilgilere bakılırsa meslektaşlarımız bir yerleri bombalamaya, eylem yapmaya gider şekilde tanıtıldılar. Ne yazık ki Sayın Başbakanımız da aynı şekilde çeşitli suç unsurları bulunduğunu iddia etti. Oysa resmi tutanaklar gösteriyor ki, basına servis edilen bilgilerin gerçeklerle bir ilgisi yoktur. Örgüt üyesi olmak artık her derde deva, her muhalif harekete çözüm ve baskı için son derece iyi bir gerekçeye dönüşmüş durumda" diye konuştu.
Davalara taraf olan ve sorguya katılan avukatlara bir örgüt sorgulamasından öte, 'Engin Çeber davasını neden takip ediyorsunuz', 'Madımak eylemine neden katıldınız', 'Müvekkilinize neden susma hakkını ısrarla hatırlattınız?' şeklinde sorular sorulduğunu kaydeden Demiröz, "Bir avukata sorulabilecek sorunun bu olmadığını sizler de takdir edebilirsiniz. Avukat müvekkiline yasal haklarını hatırlatmakla yükümlüdür. Bu olay fiziki saldırılarla sınırlı değil. Dün de bir yandan bu tutuklamalara protesto amaçlı oturma eylemi, bir yandan da tahliye talepli başvuruları elinde taşıyan meslektaşlarımıza saldırı olmuştur. Birden çok meslektaşımız ağır yaralı durumdadır. Oturmuş protesto gösterisi yapan avukatlara polisin verdiği cevap gazlı sopalı, onları neredeyse ölüm derecesine getirecek kadar şiddetli bir saldırıdır. Daha vahim, daha trajikomik olan, cumhuriyet savcısınca 'cüppe giymiş, avukat olduğu sanılan kişiler' diye meslektaşlarımızın tarif edilmesidir. Mesleğimiz bu kadar planlı bir saldırı altındadır. Ve bu giderek tüm anlamda mesleğimize yönelik saldırıya dönüşmüş durumdadır" dedi.
Demiröz şunları söyledi:
"Kamuoyu belki zannedebilir ki, bunun muhatapları avukatlardır. Savunma hakkı yok edilmiş bir ülkede adalet diye bir şey olmaz ve eğer adalet söz konusu değil ise bu ülkenin geleceği yoktur. Kamuoyunun bizim şu anda kendimize yönelikmiş diye savunduğumuz şeyin toplumu savunmak olduğunu anlamasını istiyoruz."
"Türkiye'de ileri demokrasi diye tanımlanan şeyin aslında ileri faşizm olduğunu" vurgulayan Baro Başkanı Demiröz, "Bütün bu saldırılar bizi asla yıldırmaz. Savunmayı savunmaya devam edeceğiz. Meslektaşlarımıza saldırıyı kınıyoruz" diye konuştu.
|
