'Balkanlarda ve Ülkemizde göç nedeniyle Terkedilen Taşınmazların Hukuki Durumu' konulu Uluslararası Konferans - Geride Bırakılanlar 6 Nisan 2013 Cumartesi günü Bursa Barosu BAOB Hizmet Biriminde gerçekleştirildi. (08.04.2013)
Bu Haberi | | Bu Haberi | |
5 Nisan Avukatlar Günü kutlama programı kapsamında Bursa Barosu tarafından düzenlenen konferansta, savaş yıllarında Balkan ülkelerinden Türkiye’ye ve Türkiye’den Balkan ülkelerine göç edenlerin geride bıraktığı taşınmazların hukuki durumları masaya yatırıldı.
Bursa Akademik Odalar Birliği (BAOB) Baro Hizmet Binası’nda düzenlenen “Geride Bırakılanlar – Balkanlar ve Ülkemizde Göç Nedeniyle Terk Edilen Taşınmazların Hukuki Durumu” başlıklı konferansta, Bursa Barosu Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Komisyonu üyesi Mustafa Kemal Şençayır ile Bulgaristan Blagoevgrad Barosu Başkan Yardımcısı Elena Blagoeva Popova konuşmacı olarak söz aldı.
Konferansın açılışında bir konuşma yapan Bursa Barosu Başkanı Ekrem Demiröz, bu tür çalışmaların özellikle stajyer avukatlar için son derece önemli olduğunu belirtti. “Mülkiyet sorunları stajyer avukatlarımız için de önemli olacaktır” diyen Demiröz, genç avukatların kendilerini geliştirmeleri açısından bu etkinliklerin düzenlenmesinin önemine dikkat çekti.
"ANLAŞMALARA RAĞMEN YOL ALINAMIYOR"
Etkinlikte ilk olarak Avukat Mustafa Kemal Şençayır söz aldı. Konuşmasına Türkiye ve Yunanistan arasında 1923 yılında yapılan Nüfus Mübadelesi ve öncesinde geçen süreçten başlayan Şençayır, geçmiş dönemlerde imzalanan birçok karşılıklı anlaşmaya karşılık Türkiye ve Yunanistan arasında göç edenlerin geride bıraktığı taşınmazların uzun bir süre dava konusu olduğunu kaydetti. Sorunların çözümü konusunda kurulan komisyonların da çok başarılı olamadığını sözlerine ekleyen Şençayır, sonraki yıllarda yapılan düzenlemelerle bu konunun belli bir mesafe alındığını söyledi.
Blagoevgrad Barosu Başkan Yardımcısı Elena Blagoeva Popova ise, Bulgaristan’dan zorunlu göçe tabi tutularak Türkiye’ye yerleşen Türk nüfusunun geride bıraktıkları taşınmazların durumu hakkında bilgi verdi.
"TÜRKLERE BULGAR ADI ARTIK ZORUNLU DEĞİL"
1926-1952 döneminde göç eden Türklerin, Bulgar vatandaşı sayılmadığını ve bu nedenle de çeşitli zorluklar yaşandığını kaydeden Popova, 1952 sonrasında göç edenlerin ise Bulgaristan tarafından verilen vatandaşlık numarasına sahip oldukları için taşınmazların hukuki durumu konusunda sorun yaşamadıklarını vurguladı. Ayrıca Komünist rejim döneminde Türklere verilen Bulgarca isimler konusuna da değinen Popova, Türk kökenli Bulgaristan vatandaşlarının Bulgaristan’da kayıtlı oldukları kentin valiliğine giderek, tek bir dilekçe başvurusuyla kendi Türkçe isimleri almada bir sıkıntı yaşanmadığını bildirdi. Konuşmaların ardından Bursa Barosu tarafından Popova’ya teşekkür plaketi verildi.
|