BURSA BAROSU

2007 - 2008 ADLİ YILI AÇILIŞI 06 EYLÜL 2007 TARİHİNDE ADLİYE ÇELENKLERİN KONULMASI, SAYGI DURUŞU, İSTİKLAL MARŞI OKUNMASI VE AÇILIŞ KONUŞMALARIYLA GERÇEKLEŞTİ. (14.09.2007)


Bu Haberi

Bu Haberi

Tweetle


 

2007 - 2008 ADLİ YILI AÇILDI
 
 

 
2007-2008 ADLİ YIL AÇILIŞ KONUŞMASI


Bugün yine eski sorunlar ve onlara eklenen yeni sorunlarla yeni bir adli yıl açılıyor.

Burada yaptığımız bu tören ve akşam gerçekleştireceğimiz programda yeni adli yılı açıyoruz ancak bu mutlu ve coşkulu bir kutlama değil, sadece formal bir faaliyet olarak kalıyor.

Türkiye Cumhuriyeti anayasasına göre yargı faaliyeti üç unsurdan oluşmaktadır. Sav, savunma ve karar. Bu üç unsurun her biri birbiriyle tamamen eşit konumda, aralarında herhangi bir hiyerarşi olmaksınız yargılama içinde yer almalıdır.

Ve yargı mutlak olarak bağımsız olmalıdır.

Yargı bağımsızlığı, çağdaş hukuk devleti için ön koşuldur.

Millet adına karar veren yargıç, kamu adına takibat yapan savcı ve tüm bu örgütlü güçler karşısında yalnız ve güçsüz olan bireyi savunan avukat, her tür etkiden bağımsız olarak görevini yapmalıdır.

Yargı organı, yürütme ve yasama organlarından ve kamuoyu kanaatinden bağımsız olarak yargılama yapmalıdır.

Ancak, elbette ki bağımsızlık bilinci öncelikle o görevi yapanın kendi içinde var olmalıdır. Ve ırk, din, dil, cinsiyet, politik görüş gibi kişiye ait faktörlerin hiçbirisi yargı görevi sırasında hakim, savcı ve avukatı etkilememelidir.

Yargılama sürecinde evrensel hukuk ilkeleri ve yürürlükteki hukuk kuralları ile adalet duygusundan başka hiçbir duygu veya kritere yer olmamalıdır.

Adil, demokratik ve çağdaş bir yargılamanın en önemli özelliği ise savunma hakkının hiçbir kısıtlama olmaksızın tamamıyla özgür ve bağımsız şekilde kullanılmasıdır.

Savunma hakkının özgür kullanımı o rejimin demokratik olup olmama ölçüsünü oluşturmaktadır. Çünkü yalnızca otoriter/totaliter rejimlerde savunmaya sınır getirilmektedir.

Savunma hakkının temsilcisi olan avukatlara da bu hak kullanımının gereği olarak hiçbir sınırlandırmayla karşılaşılmaksızın yargı görevini özgürce sürdürme olanağı verilmelidir.

Oysa bu açık evrensel gerçeklere ve tüm hukuk devleti olma iddialarına karşın çok uzun yıllardır ülkemizde avukatların görev alanı daraltılmaya çalışılmakta, yargının asli unsuru olduğu, savunma olmaksızın yapılan yargılamanın adil olmayacağı, içinde her zaman bir kuşku barındıracağı ve avukatın yaptığı işin doğrudan bir yargı görevi olduğu görmezden gelinmektedir.

Her dönemde, başta Adalet Bakanlığı olarak yargı içinden bazı çevreler de dahil olmak üzere, avukatı tali unsur gibi görme eğilimi ve avukatlığı asli yargı görevi dışında yalnızca bir serbest meslek mensubu olarak değerlendirme yanlışı sürdürülmektedir.

Hukuk devleti olmanın bir başka zorunlu koşulu yasalar önünde herkesin eşit olması, yasaların herkese eşit olarak uygulanması ve herkesin yasalara uygun davranma yükümlülüğünün ayrımsız, ayrıcalıksız olmasıdır.

Bu ilkenin doğal sonucu olarak mahkeme kararları da herkes için bağlayıcılık taşır.

Bir mahkeme kararı kişiler, kurumlar ve devlet organları için uyulması aynı derecede zorunlu bir hükümdür.

Mahkeme kararlarının sade vatandaş için taşıdığı yaptırım gücü, başka özel ya da tüzel kişi, kurum veya idare içinde aynı niteliği taşımalıdır.

Aksi halde, yargı kararlarının uygulanmasında oluşacak çifte standart adalet sistemi ve ülkemizin geleceği için en büyük tehlikelerden birini oluşturacaktır.

Oysa Türkiye’de ve Bursa’da uygulanmayan mahkeme kararları sorunu halen yaşanmakta ve ne yazık ki, kamu otoritesi kullanma yetkisine sahip bazı merciler kendi politika, çıkar veya isteklerine uygun olmayan mahkeme kararlarını uygulamamakta veya o kararı uygulamamak için bir takım kanuna karşı hileler yapma cesaretini gösterebilmektedir.

Bursa Barosu 100 yıla yaklaşan yaşamı boyunca gelenekselleştirdiği hayat görüşü, hukuk politikaları ve gerek yasadan gerekse kendi inancından aldığı görevle ülkemiz ve insanlarımızın yararı, hukuk devleti, demokrasi, insan hak ve özgürlüklerinin, mutlak ve objektif adaletin gerçekleşme çabasını, toplumsal sorumluluğunun gereğini her koşulda sürdürecektir.

Tüm bu olumsuz koşullara karşın her yeni başlangıcın yeni bir umut olduğuna ve her zaman bir çözümün bulunduğuna inanıyoruz.

Yeni adli yılın, bugünlerde yenilenen yasama ve yürütme organlarının başarılı ve sorun çözücü olmasını diliyoruz.

 

Bursa Barosu Başkanı
Av. Asude ŞENOL
 

 
 

BURSA BAROSU BAŞKANLIĞI - İLETİŞİM BİLGİLERİ - 444 50 99
Adres: Kıbrıs Şehitleri Caddesi Adalet Sarayı G-Blok Kat:1 Osmangazi / BURSA
Telefon (0224) 251 66 06
Faks (0224) 251 62 49
E-Posta baro@bursabarosu.org.tr
CMK Servisi - Telefon (0 224) 272 50 44 – 272 50 67
Adli Yardım Servisi - Telefon (0 224) 223 28 23