Page 238 - BURSA BAROSU ÇALIŞMA RAPORU 2016-2018
P. 238
BARO BÜLTENLERİ
Bursa Akademik Odalar Birliği Yerleşkesi’nde (BAOB) bulunan BSMMMO konferans salonunda
düzenlenen panelin açılışında konuşan BSMMMO Başkanı Ahmet Hikmet Sönmez, ”Biz akademik bir
kuruluşuz bu nedenle ülke meselelerine de eğilmemiz gerekiyor. Biz meslek mensuplarımıza ve Bursa
kamuoyuna referandum konusunda neyin ne olduğunu anlatmak istedik. Başından sonuna kadar
tarafsızca bir oturum hedefledik” dedi.
KARA: ETNİK PROBLEMLERİ ÇÖZMEK İÇİN YENİ ANAYASAYA İHTİYAÇ VAR
İlk olarak Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavir Tahsin Kara konuştu. Kara, Anayasanın tanımını
yaparak, ”Yeni bir anayasaya ihtiyaç var mı? Var. Çünkü dünya değişiyor. Ekonomi değişiyor. Bundan
sonraki anayasanın da yeni düzene uyması gerekiyor. Türkiye Cumhuriyeti Birinci Dünya Savaşı’nın
ardından ortaya çıkan bir devlet. Sosyal devlet anlayışı, laiklik anlayışı ve hukuka bağlı bir devletin
ortaya çıkmasıyla oluşturulan bir yapı var. Osmanlı’nın bıraktığı olumsuzluklar, Sovyet bloğunun
oluşturulmaya çalışılması, ABD’nin küresel ekonomiye dayalı yapısı, Avrupa’daki gelişmelerin yaşandığı
bir dönemde böyle bir kazanım ortaya çıktı. Daha sonraya baktığımızda birçok darbe yaşanıyor. DP ve
AP’nin başına iktidar dönemleri, muhtıra verilmesi, istenmeyen olayların yaşanması, ekonomik krizler
gibi. Bunları topladığımızda biraz güçlü iktidarlar ortaya çıktığında birtakım merkezlerin böyle iradelere
müdahale etmesini ortadan kaldıramadık. Anayasa metnimiz bu anlamda bu durumlara imkanlar
vermiş. Yılların getirdiği etnik problemlerin aslında halkın üzerinde olmayan birtakım problemleri
çözmek için anayasa değişikliğine ihtiyaç vardır” ifadelerini kullandı.
KELEŞOĞLU: TEK ADAMI KANDIRMAK DAHA KOLAY
Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavir Aydın Keleşoğlu, ”Anayasa insanoğlunun demokratik haklarının
gelişmesi, bireysel haklarının kazanılması için yapılır. Anayasa bireyi devlete karşı gerçek anlamdaki
hukuku alabilmesi için yapılır. Referanduma gidecek anayasa acaba bu tanıma uyuyor mu? Planlanan
anayasa, ülke ekonomisine katkı sağlayacak ifadeler, insan haklarının gelişmesine yönelik ifadeler
içermiyor maalesef. Devlet bazı hakları vermeyeceğim diyor. Ama insanlar bu hakları elde etmek için
mücadele ediyor ve devlet baskısına maruz kalıyor. Milletin iradesi milletin hak ve özgürlüğü kendisini
ifade ettiği yer olan meclis ne zaman kapatılmış, kısıtlanmış, yetki kaybına uğramışsa, yetki tek adama
verilmişse o ülke maalesef yıkılmıştır. Geçmişte bunun örnekleri var. Milli irade tek bir kişinin eline
geçemez. Koca meclisi kandırmak zordur. Ancak tek kişiyi kandırmak kolaydır. Şimdi diyeceksiniz ki
cumhurbaşkanı kandırılır mı? Kandırıldığını gördük. FETÖ kandırdı. Yaveri kandırdı. Amerika’nın
Rusya’nın kandırmayacağı ne malum? En sağlıklı sonuç ortak kararla alınır. Bunun yolu da meclisten
geçer. Tek adamlılıkta o kişinin kaderi neyse koca ülkenin de kaderi o olur. Gönderilen 18 maddeye
baktığımızda milletvekillerinin yetkilerinin kısıtlandığını görüyoruz. Değişim gerekiyor ama kötüye
bir değişime müsaade edemeyiz. Değişimin iyiye doğru olması gerekmektedir. Bu demokratik haklar
kolay elde edilmedi. Dolayısıyla bu hakları bir kişiye kolay kolay teslim etmememiz gerekir. Tek kişiye
teslim etmek gasp demektir. Milletin haklarını gasp etmek de bir hırsızlıktır” dedi.
ÇİNİ: MİLLETVEKİLİ ARTIŞI TEMSİLİYET ARTSIN DİYE
Bursa Barosu Üyesi Avukat Cihat Çini ise, “İnsanlarımız maddeleri incelemiyorlar. Genellikle basın
üzerinden veya sivil toplum kuruluşlarından bilgi alıyorlar. Anayasa değişiklik paketi maddeler itibariyle
toplumun sosyal yaşam alanına ilişkin, devletin iç işleyişine ve hükümet sistemine yönelik değişiklikler
içerdiğini görüyoruz. Milletvekili sayısı 600’e çıkartılıyor. 50 milletvekili artışıyla illerin temsiliyet oranı
artacak. Bunun nedenine baktığımızda tek milletvekili ile temsil edilen iller var. O ilden yüzde 35 oy
alan bir parti milletvekili çıkartırken, yüzde 30 oy alan bir parti milletvekili çıkartamıyor. Bu sorun
- 214 -