Page 248 - BURSA BAROSU ÇALIŞMA RAPORU 2016-2018
P. 248
BARO BÜLTENLERİ
bakılması gerektiğini ve yarın başka sürprizlere gebe bir rejim ve yönetim biçimiyle karşı karşıya
kalmamamız için, özellikle iktidar partisine veya Cumhurbaşkanımıza gönül vermiş yurttaşlarımızın da
bir kez daha düşünmeleri gerektiğini ifade etmek istiyoruz.”
KANADOĞLU: “KAPI ÖZGÜRLÜK, EŞİTLİK VE SOSYAL ADALETE KAPALI”
Altun’un konuşmasının ardından Bursa Barosu Anayasa Komisyonu
Üyesi ve Milli Eğitim ve Milli Savunma eski bakanlarından Turhan
Tayan’ın moderatörlüğündeki panel başladı.
Özyeğin Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Korkut Kanadoğlu,
ülkenin, kimler tarafından hazırlandığının bilinmediği bir anayasa
değişikliği ile karşı karşıya olduğuna dikkat çekti.
Anayasa değişikliğinde iki gerekçe üzerine durulduğunu hatırlatan
Prof. Dr. Kanadoğlu, “Bu anayasa değişikliğinin gerekçesinde iki şey
var ama hiç olmayanlar da var. İki gerekçe. Birincisi istikrar. Sanki, 15
yıllık bir tek parti iktidarı yokmuşçasına sadece hükümet istikrarına
indirgeyen bir yaklaşım. Ama ekonomik ve sosyal gelişmeyi savunacak
bir istikrar yine gerekçede yer almıyor. Ama bir de söz edilen vesayet
kavramı. Zaten 1982 Anayasası’nda şikayet edilen, tarafsız olması
gereken Cumhurbaşkanlığı makamının vesayet makamı haline geldiği
eleştirileri vardı. Şimdi Cumhurbaşkanının tek kişi olarak bu vesayeti ne derece artırdığını biraz
sonra hükümlere baktığımızda çok daha net bir şekilde göreceğiz. Ne yok bu anayasa değişikliğinin
gerekçesinde? Demokrasi sözcüğü, özgürlük sözcüğü yer almıyor. Bu anayasa değişikliğinin özgürlük,
eşitlik ya da sosyal adalet gibi demokrasinin içini dolduran kavramlara kapalı olduğunu, daha
gerekçesine baktığımız zaman çok net bir şekilde anlayabiliriz” diye konuştu.
EMEKLİ AMİRAL ERTÜRK: YAPILANLAR MINTIKA TEMİZLİĞİ
Prof. Dr. Korkut Kanadoğlu’nun ardından konuşan Emekli Amiral
Türker Ertürk de, “Esasında konu güzel seçilmiş; Kanun Hükmünde
Kararnameler Gölgesinde Anayasa. Esasında bu KHK’lar ve bu
hal, sadece anayasayı değil, demokrasiyi, özgürlükleri, hukuku,
bağımsız yargıyı ve felakete giden süreci gölgelemektedir. Hatta
ben şöyle benzetme yapıyorum, OHAL ve bu kapsamda çıkarılan
KHK’lar, Türkiye’nin başkanlık sistemine giderken, rejim değişikliği
yapmaya çalışırken, mıntıka temizliği yapabilmek için kullandığı
enstrümanlardır. Bakın hukukçularımız konuşuyor. Bu 18 maddelik
anayasa değişikliği teklifi, aslında 50’den fazla maddeyi ilgilendiren
teklife hayır demek, ‘hayır’ı savunmak esasında kolay. Niye kolay
biliyor musunuz? O kadar çok gerekçe var ki binlerce gerekçe
sayılabilir. Ama ‘evet’i savunacak, ahlaki olacak, demokrasiden,
anayasa hukukundan, tarihten nasibini alabilecek bir tek bile örnek
vermek mümkün değil. Onun için zaten savunamıyorlar, onun için
Meclis’te bunu halkın gözünden kaçırarak, yalap şalap çıkardılar.
Devletin tüm imkanlarını kullanarak, baskı ve zulümle ‘hayır’ın savunmasını engellemeye çalışıyorlar”
ifadelerini kullandı.
- 224 -