Page 674 - BURSA BAROSU ÇALIŞMA RAPORU 2016-2018
P. 674

BARO BÜLTENLERİ



                Çevre ve tarih katliamı
                Bursa’nın çevre sorunları ve tarih katliamı yaşayan bir kent olduğunu da ifade eden Gürkan Altun, “Bursa
                Barosu Çevre Komisyonu aracılığıyla onlarca çevre davası açmak zorunda kaldık. Nasıl ki Demirtaş
                Organize Sanayi Bölgesi’nde termik santral kurulmasına karşı durup dava açtıysak ve iptal ettirdiysek,
                kentin idarecileri de bundan vazgeçtilerse, Karaağız Köyü’nde 3000 yıllık Roma döneminden kalıntıların
                üstüne biyokütle enerji santralı kurulmasına da karşı çıkacağız ve umuyorum ki Karaağız’da da bu
                karardan vazgeçilecek. Benzerini Mudanya’da Myrleia’da yaşadık. 2700 yıllık antik kent üzerinde bir
                alışveriş merkezimiz var. Mudanya’da market her yere açılabilir ama antik kenti her yerde bulamazsınız.
                Bir market asla istihdam sağlamaz, katma değer sağlamaz. Oysa orada oluşturulacak açık hava müzesi
                ‘Bursa’nın Efes’i olabilecek ve Mudanya’ya Bursa’ya binlerce turist çekebilecektir” dedi.

                En şanslı daire başkanıyım


                                                 Altun  konuşmasının  ardından  konuşmacılar  kürsüdeki  yerini  aldı.
                                                 Yargıtay 2. Hukuk Dairesi Başkanı Ömer Uğur Gençcan, bir avukatın
                                                 HMK  konusunda  devamlı  çalışması  gerektiğini  söyledi.  Gençcan
                                                 “Ceza  yargılaması  mevzuatının  yarısı  değişmiş.  Bu  anlamda
                                                 Yargıtay’ın  en  şanslı  daire  başkanıyım.  Bizim  Medeni  Kanun  hiç
                                                 değişmedi.  Medeni  Kanun’a  sadece  ‘edinilmiş  mallara  katılma
                                                 rejimi’ girdi. Onun da uygulandığı falan yok. Ben zannettim ki ortalık
                                                 davadan yıkılacak. Herkes, maddi manevi tazminatla işi hallediyor.
                                                 Bu, sadece boşananlara uygulanıyor zannediliyor” dedi.

                                                 Hukukun sürekli akan bir olgu olduğunu vurgulayan Gençcan, “Biz
                                                 şimdi HMK’da taşları döşeye döşeye gidiyoruz. Avukatın yegane işi,
                                                 usul. Usul bileceksiniz. Hukuk fakültesini birinci bitirmenizin hiçbir
                                                 anlamı yok. Çünkü HMK, sizin okuduğunuz zamandaki HMK değil.
                                                 HMK’yi bilmeyen bir avukatın işini yapabilmesi mümkün değil. Bizim
                                                 bozmalarımızın yüzde 80’i usulden” diye konuştu.

                Gençcan,  hukukun  son  durağının  “içtihadı  birleştirme”  olduğunu  belirterek,  “Her  konuda  içtihadı
                birleştirmeye  gidilir  oldu.  Haftada  bir  içtihadı  birleştirme  için  toplanır  olduk.  Uzun  yıllar  içtihadı
                birleştirme çıkmazdı. Şimdi sürekli çıkıyor. Çünkü yorum farklılıkları oluşuyor. Bu da doğal, HMK yeni
                yürürlüğü girmiş ve konular yoruma muhtaç” ifadelerini kullandı.

                Boşanma davalarındaki usulün diğer davalarla aynı olduğunu bildiren Gençcan, “Boşanma davaları,
                usul  hukuku  bağlamında  verilebilecek  en  güzel  örnektir.  Daha  da  ilginci  boşanma  davaları,  hukuk
                davaları içinde en çok açılan davalarda bir numaradır” dedi.

                Gençcan, HMK’nin sürekli izlenmesi ve güncellenmesi gerektiğini dile getirerek, şöyle devam etti:
                “HMK,  bir  kanun  hükmünde  kararname  (KHK)  ile  de  değişiyor.  Patates  kanunu  ile  yoğurt,  pırasa
                kanunuyla  patlıcan  değişiyor.  Adı  da  ‘çeşitli  kanunlarda  deşiklik  yapılması.’  İzleyemiyorsunuz.  Ceza
                mevzuatının yarısı değişmiş. Bu anlamda Yargıtay’ın en şanslı daire başkanıyım. Bizim Medeni Kanun
                hiç değişmedi. Medeni Kanun’a sadece ‘edinilmiş mallara katılma rejimi’ girdi. Onun da uygulandığı
                falan yok. Ben zannettim ki ortalık davadan yıkılacak. Herkes, maddi manevi tazminatla işi hallediyor.
                Bu, sadece boşananlara uygulanıyor zannediliyor.”

                Korkunç bir iş yükü var!
                Medeni Kanun’un 1’inci, 2’nci ve 3’üncü kitabının tamamının temellerinin 2. Hukuk Dairesi’nde atıldığını
                anlatan  Gençcan,  “Miras  hukuku,  vakıflar,  dernekler,  tüzel  kişiler,  vesayet,  velayet.  Şimdi  bunların
                hiçbirine  bakmıyoruz.  Neden  bakmıyoruz?  Korkunç  bir  iş  yükü  var.  Neredeyse  sadece  boşanmaya
                düştük gibi oldu. Yılda 28 bine yakın iş geliyor” dedi.

                                                          - 650 -
   669   670   671   672   673   674   675   676   677   678   679