Page 702 - BURSA BAROSU ÇALIŞMA RAPORU 2016-2018
P. 702

Baro Komisyonları

























               TÜBAKKOM
               8 MART DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ
               BASIN AÇIKLAMASI
               8 Mart; Dünya Kadınlarının taleplerini birlikte daha gür haykırdıkları, kendilerini toplumda eşit bir birey olarak yok sayan
               çağdışı zihniyetlere karşı çıktığı, kadını sömüren, aşağılayan, yok eden sistem ve zihniyetlere karşı omuz omuza mücadele
               verdiği gündür.
               Kadına yönelik ayrımcılığı, dünyada sömürünün, şiddetin, eşitsizliğin, yoksulluğun artmasına neden olan sistemden ayrı
               düşünmek mümkün değildir.Bu nedenle temel olarak bu sistemin değişmesi sağlanmadan kadın sorunlarına çözüm bulmak
               mümkün olmayacaktır.Cinsiyet ayrımının ortadan kaldırılmasıyla özgür, eşit bir birey ve toplum oluşumu sağlanabilir.

               Ülkemizde toplumsal cinsiyet ayrımcılığı; aile içinde başlayarak, toplumun her alanında var olmaya devam etmektedir.
               Tarihsel,  kültürel  ve  dinsel  bir  takım  gerekçeler  üretilerek  kadınlar  eğitimden,  iş  hayatından  ve  toplum  yaşantısından
               uzaklaştırılmaktadır.

               Ülkemizde nüfusumuzun yarısını teşkil eden kadınlarımız; yaşamın her alanında varken; karar alma organlarında, istihdamda,
               eğitimde politikada aynı oranda temsil edilememektedir. Bunun yanında kadına ve çocuklara yönelik şiddet ve cinsel istismar
               sistematik  bir  şekilde  artmaktadır.  Kadına  yönelik  şiddet  ve  cinsel  istismarın  artmasını,  görünürlüğün  ve  farkındalığın
               artmasıyla açıklanmasını kabul etmiyoruz. Kadına yönelik şiddet ve istismarın artmasında kadına yönelik politikalarda
               sistemli bir geriye gidişin etkisi büyüktür. Eğitim müfredatı ile toplumsal cinsiyet rollerindeki eşitsizlikler pekiştirilmekte,
               dini referanslar dikkate alınarak kanuni düzenlemeler yapılmakta, kesintisiz zorunlu eğitim süresi kısaltılmakta, kadına
               yönelik şiddet haberlerinde medyada eril dil kullanılmakta, kadının asıl görevinin annelik ve esas yerinin ev olduğu algısı
               yaratılarak kadının sosyal yaşamda yer alması kısıtlanmaktadır. Kamusal alanların kadınlar için güvenilir hale getirilmesi
               sağlanacağı yerde kamu hizmetleri toplumsal cinsiyet ayırımına yol açacak şekilde verilmekte, failin fiili tartışılacağı yerde
               kadının şiddete uğramasına bulunduğu yer, zaman ve giyiniş biçimleri mazeret olarak kullanılmaktadır.

               Kadına  yönelik  şiddetin  önlenmesi,  toplumsal  cinsiyet  eşitsizliği  problemi;  ekonomik  ve  toplumsal  hayatın  eşitlik
               ilkesi  kapsamında  düzenlenmesiyle  mümkündür.Kadınları  toplumsal  hayat  dışına  itmeye  çalışan,  cinsiyetçi  ve  ayrımcı
               politikalardan ve uygulamalardan vazgeçilmelidir.

               Laik eğitim sistemi her türlü toplumsal cinsiyet eşitsizliğin kaldırılması için bir zorunluluktur.Yine 12 yıl kesintisiz zorunlu
               eğitim  kız  çocuklarının  birey  olmasını  sağlayacak  önemli  bir  olgudur.Politik  dil  kullanımının  ve  özellikle  Diyanet  İşleri
               Başkanlığınca yapılmakta olan kadına yönelik cinsel tanımlamaların mevcut yasalarla çelişkili olmaması sağlanmalıdır. Aile
               kavramı kullanılarak; kadına yönelik şiddette ve aile mahkemesinin görevli olduğu alanlarda ve davalarda arabuluculuk ve
               uzlaştırma yöntemleri kabul edilmemelidir. Kadına sadece ailenin bir parçası gören politik, kültürel anlayış değiştirilerek,
               kadının eşit ve özgür birey olduğu kabul edilmelidir.
               Bizler; Trabzon Barosu olarak; Türkiye Barolar Birliği Kadın Hukuku Komisyonu (TÜBAKKOM) üyesi olarak; kadınlarımızın
               cumhuriyet devrimleri kazanımlarından ödün vermeyeceğimizi; kadına karşı her türlü ayrımcılığın ortadan kalktığı, kadının
               birey olarak var olduğu, özgürlüklerinin kısıtlanmadığı, şiddettin ve istismarın önlendiği, barışın sağlandığı bir Türkiye ve
               dünya istediğimizi bir kez daha kamuoyuyla paylaşıyoruz.














                                                          - 678 -
   697   698   699   700   701   702   703   704   705   706   707