Page 228 - BURSA BAROSU ÇALIŞMA RAPORU 2016-2018
P. 228
BARO BÜLTENLERİ
hukukun siyasetini yapıyoruz. Çünkü avukatlık kanununun bize yüklediği bütün sorumlulukları yerine
getirmek ve hukukun üstünlüğü ile rejimi savunmak zorundayız” dedi.
UZLAŞILAN 65 MADDE NEREDE?
Sivil bir anayasaya ihtiyacının yadsınamaz bir gerçek olduğunu belirten Altun şöyle konuştu: “Mevcut
anayasa 17 kez değiştirilerek 113 maddesi revize edildi. Zaten geçici maddeleriyle birlikte 197 maddeden
bahsediyoruz. Anayasanın neredeyse yüzde 65’i 1982’den günümüze kadar zaten değiştirilmiş.
Eğer müsaade edilseydi 24’üncü dönemde daha fazlası değiştirilecekti. Çünkü 65 madde üzerinde
uzlaşılmıştı. Ancak önümüzdeki değişikliğe baktığımızda bu uzlaşılan 65 maddeden hiç biri yok. Yeni
değişiklikle; barolara, odalara, akademik kurumlara, sivil toplum kuruluşlarına, Devlet Denetleme
Kurulu’nu harekete geçirerek kayyum atanabilecek. İdari yapılandırmalarda Cumhurbaşkanına
illeri birleştirme, illeri bir gecede köy yapma yetkisi de veriliyor. Bu bize tabii eyalet çağrışımlarını
da getirmiyor değil. Tüm bu yetkileri ve fazlasını bir kişinin elinde bulundurmasına izin verecek bu
değişikliği hukukun üstünlüğüne inanan kişiler olarak onaylamamız mümkün değil elbette” şeklinde
konuştu.
ÇANAKKALE RUHU YENİDEN KURULMALI
Birlik ve beraberliğin tesis edilerek Çanakkale ruhunun yeniden kurulması gerektiğini söyleyen Altun,
“Toplumsal uzlaşının, toplumsal birlikteliğin, Çanakkale ruhunun yeniden kurulması gerekiyor. Peki
biz Anayasa değişikliğine bu ruh ile mi gidiyoruz? Değişikliği eleştiren, itiraz eden herkes çeşitli terör
örgütleriyle yan yana gösteriliyor. Uzlaşı ve birliktelik ruhunun olmadığı bir ortamda herkesin ve
ülkemizin geleceğini etkileyen sağlıklı ve art niyetsiz bir Anayasa değişikliği nasıl yapılabilir. 16 Nisan
akşamı sandıklardan ‘hayır’ çıkması halinde ülkede hiçbir hükümet değişikliği olmayacak. İktidar
partisinin 15 yıl yönettiği gibi ülkemiz yine yönetilmeye devam edilecek” diye konuştu.
16 NİSAN SIRADAN BİR OYLAMA DEĞİL
Altun’un ardından konuşan Av. Doç. Dr. Ümit Kocasakal, hiçbir yere ‘hayır’ propagandası yapmak için
gitmediğini söyledi. Kocasakal, “Ben evet demeyi düşünen yurttaşlarımızın neye evet diyeceklerini,
hayır demeyi düşünenlerin neye hayır diyeceklerini bilmesini temin etmek için gidiyorum. Çünkü bir
şeyi bileceksiniz ki ona göre bir fikir ortaya koyasınız” dedi. Anayasa değişikliğinin sıradan bir oylama
olmadığını söyleyen Kocasakal, “Bu bir genel seçim değil. Bir siyasi partiye oy verilmeyecek. Yani
evet veya hayır çıkarsa kazanan veya kaybeden partiler olmayacak. Ya Türkiye kazanacak ya Türkiye
kaybedecek. Hepimiz de aynı gemideyiz. Bu meseleye takım tutar gibi, bir parti yandaşlığı ya da
karşıtlığı veya bir kişiye duyulan sevgi ya da karşıtlıkla bakamayız” diye konuştu.
“OLMAK YA DA OLMAMAK” OYLAMASI
16 Nisan oylamasını William Shakespeare’in ünlü eseri Hamlet’te söylenen ‘Olmak ya da olmamak,
işte bütün mesele bu!’ sözüne benzeten Kocasakal, “Türk milleti 16 Nisan’da ciddi bir sınava girecek.
Bu olmak ya da olmamak oylaması. Bağımsız, üniter bir devlet olmak ya da olmamak. Hukuk devleti
olmak ya da olmamak. İşte bunu oylayacağız” diye konuştu. ‘Hayır’ demenin hiçbir riski olmayacağını
da vurgulayan Kocasakal, ‘evet’ çıkması halinde ise meçhule giden bir geminin kalkacağını ve bu
geminin ise bir parçalanmaya gideceğini ifade etti.
GRAHAM FULLER’İN YENİ TÜRKİYE CUMHURİYETİ KİTABINA BENZETME
Kocasakal şunları söyledi: “Bütün yetki ve güçlerin denetimsiz bir şekilde tek bir kişinin elinde
- 204 -