Page 413 - BURSA BAROSU ÇALIŞMA RAPORU 2016-2018
P. 413
BARO BÜLTENLERİ
çocuklarıyla birlikte ihtiyaçları karşılanıncaya kadar burada kalabildiğini ifade etti.
Şiddet mağduru kadınların psikolojik durumlarına ilişkin verilerden bahseden Serim, son olarak
konukevine gelen kadınların profilini şöyle çıkardı:
“Şiddet mağduru olarak ya da barınma ihtiyacı nedeniyle geliyor. Genelinin eğitim düzeyi düşük,
okuryazar olmayanların oranı yüksek. (Okuryazar görünüyor ama değil). Öncesinde ya çalışmamış
ya da nitelik gerektirmeyen işlerde çalışmış. Çoğunun yaşamını sürdürecek parası yok, çocukları da
olduğu için yardıma bağımlı halde. Hayatının kontrolünü ele alamıyor, ne yapacağına dair belirsizlik
var, kaygılı.”
“Kadına yönelik şiddetle mücadele sürecek”
Bursa Barosu Kadın Hakları
Komisyonu’nca, 25 Kasım
“Kadına Yönelik Şiddetin Ortadan
Kaldırılması için Uluslararası
Mücadele Günü” nedeniyle
yapılan açıklamada, “ülkemizin
her yerinde, kadının, insan
haklarının ihlaline yol açan
her türlü davranışın, tutumun,
kadınların Cumhuriyetle elde
ettiği kazanımlara aykırı yasal
değişikliklerin karşısında olmaya
devam edeceğiz” denildi.
Bursa Barosu Başkanlık
makamında yapılan açıklama
öncesi Bursa Adalet Sarayı giriş
salonunda oluşturulan stantta,
Bursa Barosu’nca bastırılan
bilinçlendirme broşürleri dağıtıldı.
Bursa Barosu Başkanı Av. Gürkan
Altun ile yönetim kurulu üyeleri
ve avukatların katıldığı basın
açıklamasını, Kadın Hakları
Komisyonu Başkanı Av. Nazlı Ceren
Şendoğan okudu. TÜBAKKOM
tarafından hazırlanan bildiri şöyle:
Yasa değişiklikleri, şiddeti azaltmaya yetmiyor!
“Kadına yönelik şiddetle mücadele için ulusal eylem planları yapılmasına rağmen, ülkemizde kadına
yönelik şiddetin arttığı görülmektedir. Kadınlarımız, kız çocuklarımız her alanda eğitim, yaş, sosyo-
ekonomik durum ayırt etmeksizin şiddet görmekte, tacize, tecavüze uğramakta, sakat kalmakta ve
öldürülmektedir. Yasalarımızda yapılan değişikliklerin kadına yönelik şiddeti azaltmaya yetmediği,
hatta en önemli insan hakkı olan yaşam hakkını ihlal eden öldürme fiilinin çok arttığı bir gerçektir. Bu
artışın önemli bir nedeninin de ülkemizde mevzuatla uygulama arasındaki yetersizliktir. Mücadelede
sonuca varılmak isteniyorsa devletin bu soruna odaklanması gerekmektedir. Öncelikle kadına yönelik
şiddetin kadının sosyal hayata katılımını engelleyen sosyal bir olgu olduğunun kabulüyle; mücadeleyi
şiddet uygulandıktan sonra değil, şiddetin uygulanmasının önüne geçilmesine yönelik mücadele
yöntemlerine ağırlık vermemiz gerekmektedir. Bu nedenle kadına yönelik şiddetin önlenmesi için
- 389 -