Page 432 - BURSA BAROSU ÇALIŞMA RAPORU 2016-2018
P. 432

BARO BÜLTENLERİ



                                                 gündeme  getirmemiştir.  Bu  hukuksal  açıdan  da  böyledir,  ulusal
                                                 çıkarlar açısından da böyledir. Ama maalesef Sayın Akıncı ilk kez,
                                                 bizim uluslararası antlaşmalarla elde ettiğimiz ve Kıbrıs Türk halkını
                                                 cemaat  statüsünden  bir  halk  statüsüne  dönüşmesini  maalesef
                                                 tartışma konusu yapmıştır.

                                                 Biz maalesef, Crans Montana (Cenevre, Temmuz 2017) sürecinde
                                                 Rumların sıfır asker, sıfır garanti anlayışı temelinde ileri sürdükleri
                                                 tezlerini kabul eder noktaya geldik. Biz aşamalı bir süreçle Kıbrıs’ta
                                                 garantilerin kaldırılması ve yine aşamalı bir süreçle askeri varlığın
                                                 azaltılması veya sonlandırılması şeklinde çok ciddi bir taviz verdik.
                                                 Bunların gerçekleşmesi halinde Kıbrıs’taki Türk varlığının sonunun
                                                 gelmesi, Türkiye’nin Anamur sahillerinin kadar Rum egemenliğine
                                                 girmesi ve kaybedilmesi demektir.”
                                                 Bulunç,  geçmişte,  “bütün  meselelerde  anlaşılmadan  hiçbir
                                                 meselede  anlaşılmamıştır”  ilkesini  güttüklerini,  Crans  Montana
                                                 görüşmelerinde  bu  ilkenin  de  çiğnendiğini  belirterek,  5  başlıkta
                                                 olmamasına rağmen, biz kalktık toprak ve harita tavizi verdik” dedi.

                                                 “Sizinle konuşacak bir şeyimiz yok diyemiyorsunuz!”
                                                 Emekli Büyükelçi, eski milletvekili Onur Öymen ise Kıbrıs konusunda
                                                 hem  Türkiye  hem  de  KKTC’de  yürütülen  politikayı  eleştirdi.
                                                 Öymen, 400 yıl Osmanlı İmparatorluğu yönetiminde kalan Kıbrıs’ın
                                                 kaybedilen  savaşlar  sonrası  1888’de  İngiltere’ye  kiralandığını,  1.
                                                 Dünya Savaşı çıktığında da İngilizlerin kira sözleşmesini bir kenara
                                                 bırakarak adaya el koyup, sömürge haline getirdiklerini anlattı.

                                                 “Siz  ne  kadar  mücadele  ederseniz  edin,  ne  kadar  haklı  olursanız
                olun, karşınızdaki devletlerin politikası baskı yapmak” diyen Öymen, Turan Güneş ile ilgili bir anısını
                anlatırken şöyle konuştu:
                “Bize  sordu,  ben  bu  konferansı  nasıl  bitireceğim.  Masaya  yumruğu  mu  vuracağım,  kağıtları  mı
                çarpacağım, hiçbir şey söylemeden dosyamı mı alıp çıkacağım? Kafasına koymuş, konferansı bitirecek,
                çıkıp gidecek. Bunu niye söylüyorum. Şimdi izlenen politikanın tam tersidir bu yaklaşım. Şimdi izlenen
                politika, masadan ayrılan taraf biz olmayalım. Diplomaside böyle bir şey yok. Hiçbir yerde duymadım.
                Atatürk, Lozan antlaşması için giden heyete diyor ki, temel meselelerde, kapitülasyonlar, Ermeni, Kürt
                meselesinde ısrar ederlerse Ankara’ya sormadan terk edin masayı dönün diyor. Biz ne diyoruz şimdi,
                masayı terk eden taraf olmayacağız. Niye? O kadar yanlış bir iş yaptık ki Kıbrıs’ta o kadar mahcup
                durumdayız ki! Yani ne yapsak da bu işi çözsek, karşı taraf ne yaparsa yapsın ama masadan kalkmayalım.
                Sizin bir geminiz gitmiş, Akdeniz’de petrol araştırması yapmak için, adam kapıyı çarparak masayı terk
                ediyor, gidiyor. Biz masada oturup bekliyoruz. Bize hiç yakışmayan politikalar bunlar.


                Dünyada  bugün  ve  geçmişte  KKTC’ye  uygulanan  ambargolar  kadar  ağır  ambargo  hiçbir  ülkeye
                uygulanmamıştır.  Bırakın  ekonomik  ambargoyu.  Posta  ambargosu  ve  hatta  spor  ambargosu
                uygulanıyor. Bugün herhangi bir branşta herhangi bir Türk takımı gidip Kıbrıs’ta maç yapamaz. Bu kadar
                ağır ambargo uyguluyorlar ve siz bu ambargoları sineye çekerek masaya oturuyorsunuz! Kardeşim sen
                bu ambargoları kaldırmadan sizinle konuşacak hiçbir şeyimiz yok, diyemiyorsunuz? Demek için devlet
                olarak ağırlığınız olması lazım elbette.


                Türkiye’nin  AB  müzakerelerinde  6  başlık,  Kıbrıs  Rum  kesiminin  vetosu  nedeniyle  açılamıyor.
                Diyemiyorsunuz ki, siz bu vetoyu kaldırmadan sizinle konuşacak bir şeyimiz yok! Bunlar bizim zayıf
                taraflarımız.



                                                          - 408 -
   427   428   429   430   431   432   433   434   435   436   437