Page 660 - BURSA BAROSU ÇALIŞMA RAPORU 2016-2018
P. 660
BARO BÜLTENLERİ
Altun, “OHAL sonrası yapılan çıkarılan 703 sayılı KHK ile Cumhurbaşkanı’nın temsilcisi olan valiler,
kamu düzenini ya da kamu güvenliğini bozabileceği kuşkusu bulunan kişilerin belirli yerlere
girişlerini, dolaşmalarını ve toplanmalarını kısıtlayabilecek; Gözaltı süreleri 48 saat ve toplu olarak
işlenen suçlarda 4 gün olacak ve bu süreler 2 kez uzatılabilecek; Tutukluluğa itiraz ve tahliye talepleri
dosya üzerinden karara bağlanabilecek; Tahliye talepleri 30’ar günlük sürelerle karara bağlanabilecek;
Tutukluluk incelemesinin, kişi ya da müdafinin dinlenmesi kaydıyla yapılabilmesi 90’ar gün arayla
olabilecek; Kurumların kendi içinde oluşturacakları komisyonlar, 3 yıl süreyle, ilgili hakkında
soruşturma açmadan ve ilgililere savunma hakkı tanımadan, ihraç işlemlerini yapabileceklerdir” dedi.
Seçim süreci ve sonrasında belli aralıklarla gündeme getirilen idam cezası ve af istemlerinin yarattığı
çelişkiye de dikkat çeken Altun şöyle devam etti:
“Biz hukukçular çok iyi biliyoruz ki, ikisinin de toplum vicdanında yaratacağı hasar, sonrasında ne
yapılırsa yapılsın tamir ve telafi edilemez. İdamın da, affın da gündemden bir an önce düşürülmesi,
doğabilecek zararların siyasi iradeye ve halka bıkmadan usanmadan anlatılmalıdır. Gerçekler, popülist
politikalar nedeniyle siyasilerin işine gelmeyebilir ama bu iki uygulamadan doğacak sakıncaları
anlatmak biz hukukçuların görevidir.
Yine son zamanlarda siyasal karar gibi görünen tutuklama ve tahliye kararları da yargının
bağımsızlığına gölge düşüren önemli olaylardır. Örnek vermek gerekirse mafya lideri olduğu bilinen
ve topluma şiddet içerikli mesajlar verdiği halde dokunulmayan kişi gibi;
Alman Gazetesi Türkiye Temsilcisi gibi, Amerikalı Rahip gibi…
Savunma ve adil yargılanma hakkının, hak arama özgürlüğünün ve nihayetinde hukuk devletinin
teminatı olan savunma mesleğine yönelik olarak yeni Avukatlık Yasası Tasarısı ve HMK tasarısı ile
yeni kısıtlama ve engellemeler getirilmeye çalışılmakta adeta ‘Avukatsız Yargılama’nın önü açılmak
istenmektedir. Zorunlu arabuluculuk, noterlere devredilen yargısal işler ve uzlaştırma derken, zaten
daraltılan avukatlık mesleğinin faaliyet alanı vekalet ücretlerinin tırpanlanmasıyla iyice zor yapılır hale
getirilmiştir. Bunun yanda avukatlara yönelik fiili ve sözlü saldırılar her geçen gün artmakta, geçen yıl
birçok meslektaşımız sadece avukatlık görevlerini yerine getirmeleri nedeniyle silahlı saldırıya maruz
kalmıştır. Mesleğimize yönelen tüm bu saldırıların bir an evvel son bulmasını diliyoruz.
Tüm bunların yanı sıra, başta avukatlık olmak üzere yargının mekanizmasının tümünü tehdit eden
başka bir unsur da, hukuk fakültesi enflasyonu dolayısıyla gittikçe kalitesi düşen hukuk eğitimi…
Hukuk fakültesi sayısı 130’a ulaştı, daha önce 150 bine çekilen barajın bu yılki sınavda 190 bine
çekilmesi sonucu 16 bine yakın öğrenci hukuk fakültesi kazanmış oldu. Böylesine düşük puanlar
karşısında aileler çocuklarını ‘Git bir hukuk diploman olsun’ diye teşvik edebiliyorlar. Dünyanın başka
bir ülkesinde göremezsiniz bunu. Adalet, hukuk, yargı bu kadar ucuz olmamalı… Başka ülkelerde
ancak en yüksek puanlı öğrenciler hukuk seçebiliyor. Bu da şapkamızı önümüze koyup düşünmemizi
gerektiren bir durum…”
Bursa Cumhuriyet Başsavcısı Uğurhan Kuş da, yaptığı konuşmada yeni adli yılın hayırlı olmasını diledi.
Atatürk Anıtı önündeki törenin ardından Adalet Sarayı giriş holündeki kokteyle geçildi. Burada hakim,
savcı, avukatlar ve adliye personeli birbirlerine yeni yılın hayırlı olmasını dilediler.
- 636 -