Page 393 - BURSA BAROSU ÇALIŞMA RAPORU 2016-2018
P. 393
BARO BÜLTENLERİ
şekilde özellikle muktedir dediğimiz kişi ya da kurum tarafından baskı yapılmaması gerekir. Dil, din,
ırk, mezhep, cinsiyet veya cinsel tercih, adına ne derseniz deyin, ayrımcılık anlamına kullanılan hiçbir
şeyin demokraside karşılığı yoktur. Herkesin eşit biçimde sisteme katılması esastır. Dışına çıktığınızda,
adına demokrasi demiş olsanız da başka bir yönetim biçimine geçmiş olursunuz” dedi.
“Kin ve nefret tohumu ekmeyelim”
Demokrasi tarihinin belki 1789 Fransız devrimiyle başladığını ama
öncesiyle birlikte 300 yıllık mücadele ürünü olduğunu kaydeden
Altun, şöyle konuştu:
“70-80 yılda her yurttaşın birbirine empatiyle bakabileceği olgunluğu
sağlayıp demokratik sistem maalesef kuramıyorsunuz. En azından
birkaç kuşak daha bedel ödemeniz gerekiyor. Ödenmedi mi? Ödendi
elbette, 60’larda, 70’lerde ödendi. 80’lerde çok acı bedeller ödendi.
Sonraki süreçte de 28 Şubat’ı, 2007’de başlayıp 2012’de biten
Ergenekon, Balyoz, Ayışığı, Sarıkız, Yakamoz veya İzmir casusluk davalarını örnek gösterebilirsiniz.
Son olarak da 15 Temmuz hain darbe girişimini koyabilirsiniz. Buralarda hep bedeller ödenmiştir. Bu
bedeller özünde ülkeyi demokratik cumhuriyet çizgisine taşımak adına ödendi.”
Öğrencilere seslenirken, “Bu ülkeye inanmak, demokrasiye inanmak zorundayız. Demokratik
cumhuriyeti özümsemek zorundayız. Her ne fikirde olursak olalım, bütün toplumu kucaklayacak dil
kullanmak, ötekileştirmekten, ayrıştırmaktan vazgeçmek, kin nefret ayrıştırma tohumları ekmek
yerine sürekli birlikteliği sağlayacak tavırda olmalıyız” diyen Altun şöyle devam etti:
“Sivil anayasa yapmak bu kadar zor mu?”
“Devletler neyle yönetilir? Öncelikle anayasa elbette… Peki bu ülkede toplumsal mutabakatı
sağladığımız bir anayasa var mı? Maalesef yok! Hala bir darbe anayasası kalıntısı ile yönetiliyoruz.
O kadar zor mu bizim bir sivil anayasa yapmamız? Ve o sivil anayasaya hepimizin sahip çıkması o
kadar zor mu? Bence zor değil. Ancak bu sadece Millet Meclisi’nin yapacağı ya da Kanunlar Kararlar
Dairesi Başkanlığı’nın yazıp referanduma sunacağı basit bir işlem değil. Bu ülkenin kurucu anayasası
bir askeri darbeyle ortadan kaldırıldığına göre çağın gereklerine uygun, yeni sivil bir anayasa nerede
yapılacak? Öncelikle burada yapılacak, sizin talepleriniz alınacak. Üniversitelerin anayasa kürsülerinde
yapılacak. Anayasa konusunda uzmanlaşmış akademisyenler, anayasa profesörleri konuşacak. 15 Nisan
Referandumu öncesinde, üniversitelerin farklı bölümlerinde adının önünde akademik unvanı olan
birçok kişi anayasa üzerinden topluma mesajlar verdi. Hatta futbolcular, eski hakemler bile anayasayı
konuştu. Ama Anayasacılar konuşmadı, konuşamadı. Elbette ki her yurttaşın toplumsal mutabakat
sözleşmesine dair söyleyeceği bir şey vardır ama akademik anlamda söylemesi gerekenler öncelikle bu
bilim dalıyla uğraşan kişiler olmalıdır. Toplumun ihtiyaçlarına göre çok uzun olmayan ve temel esasları
- 369 -