Page 397 - BURSA BAROSU ÇALIŞMA RAPORU 2016-2018
P. 397
BARO BÜLTENLERİ
Her şeyi bir tarafa bırakın. İki Sünni gitti müftüde nikah kıydı, diğer ikisi nüfus müdürlüğünde
kıydı. Nüfusta kıydıranın fişlenmeyeceğinin garantisini kim verecek? ‘Sen müftü önünde bile nikah
kıydırmamışsın arkadaş’ demeyecek mi birileri? Biz niye birbirimizi ötekileştirmeye, ayrıştırmaya
çalışıyoruz? Niye bu tohumları ekiyoruz?
Zaten bu ülkede dini nikah yasak değil ki… Resmi nikahın ardından herkes kendi inancına göre dini nikah
kıyıyor. Hal böyleyken sanki ülkede her gün binlerce insan evleniyor ve nüfus müdürlükleri, belediyeler
yetmiyormuşçasına bu düzenlemede ısrar niye? Amaç ne? Bunu herkesin sorgulaması lazım. Sempatik
görünen, bize hitap ettiğini düşündüğümüz şey bizi bölen, bizi parçalayan, bizi ayrıştıran unsur, yeni bir
fişleme mekanizması olur. Oysa laik bir ülkede devlet vatandaşının hangi dine, hangi mezhebe mensup
olduğunu, hangi usullerle dünya evine gireceğini belirlemez. Bu anlamda kazanılmış bu haklardan geri
adım atılmaması gerekiyor.”
Medeni Kanun’un kabulünün 91. yıldönümü açıklaması:
“Cumhuriyet devrimlerine sahip çıkıyoruz”
Bursa Barosu, Türkiye’de hukuk devriminin ve laik hukukun simgesi olan Medeni Kanun’un TBMM’de
kabul edilerek yürürlüğe girmesinin 91. yıldönümünü kutladı. Bursa Barosu’ndan yapılan yazılı açıklamada,
“çok hukukluluk provalarının yapıldığı, müftülere resmi nikah yetkisi verilmeye çalışıldığı, imam nikahının
adeta teşvik edildiği, gelenek ve görenek kisvesi altında çocuk yaşta evliliklerin ve bu şekilde gerçekleşen
cinsel istismar vakıalarının olağan gösterilmeye çalışıldığı sistem karşısında Cumhuriyet Devrimlerine ilk
günkü gibi sahip çıkıyoruz” denildi.
Bursa Barosu Başkanlığı’ndan yapılan açıklama şöyle:
“Mustafa Kemal Paşa, 1 Kasım 1925 günü TBMM’nin İkinci Dönem Üçüncü Yasama Yılı’nı açarken “genel
hayatımızı yeni baştan düzenleyecek yasalar”ın haberini veriyordu.
Hükümetin “Adli Reformlar” konusunda hazırladığı ve 24 Aralık 1925’te TBMM’ye sunulan tasarı 17
Şubat 1926 tarihinde “Türk Medeni Kanunu” adıyla TBMM’de kabul edildi. 4 Ekim 1926’da da yürürlüğe
girdi. Her şey 11 ay 3 gün gibi kısa bir sürede oldu, tasarı yasalaştı.
Cumhuriyet’le hesaplaşma kaygısı içerisinde olan bazı meczuplar neredeyse bir asırdır Cumhuriyet’in,
Medeni Kanunu İsviçre’den aldığını söyleyerek dalgasını geçmeye çalışır. Genç Cumhuriyet’in genç
meclisinin kuruluşundan sadece 2 yıl 3 ay 19 gün sonra çıkardığı yasayı, TBMM ancak 1 Ocak 2002
tarihinde değiştirebilmiştir. Tamamen değiştirmekten çok, yenilemiştir.
Görüldüğü üzere bu yasa yurttaşlarımızca o kadar benimsenmiştir ki 91 yıldır dimdik ayaktadır ve ayakta
kalmaya devam edecektir.
Çağdaş uygarlık seviyesine ulaşmayı hedefleyen Cumhuriyet devrimlerinden biri olan Medeni Kanun’un
kabulü ile birlikte; Ailede kadın-erkek eşitliği sağlandı. Evlilikte resmi nikah zorunluluğu getirildi. Erkekler
için tek eşle evlilik esası getirildi. Kadınlara, istedikleri mesleğe girebilme hakkı tanındı. Mahkemelerde
tanıklık yapma, miras ve boşanma konularında kadın-erkek eşit hale getirildi. Patrikhane’nin din işleri
dışındaki yetkileri kaldırıldı. Ve Türk Medeni Kanunu’nun doğal sonucu olarak, kadınlara siyasal alanda
haklar tanındı ki bunlar; 1930’da belediye seçimlerine katılma, 1933’te muhtarlık seçimlerine katılma,
1934’te milletvekili seçme ve seçilme haklarıdır.
Cumhuriyet, Medeni Kanun ile kadın ve erkek arasında ekonomik ve sosyal eşitliği sağlamak, ailenin
- 373 -