Page 457 - BURSA BAROSU ÇALIŞMA RAPORU 2016-2018
P. 457
BARO BÜLTENLERİ
çok çarpıcı bilgiler verildi. Adalet Sarayı Konferans Salonu’nda
gerçekleştirilen paneli Bursa Barosu Sağlık Hukuku Komisyonu
Başkanı Av. Okan Dursun yönetti. Bursa Barosu Başkanı Av. Gürkan
Altun’un açılış konuşmasıyla başlayan panelin ilk konuşmacısı Fizik
Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Ferda Firdin, modern tıp
tekniklerine rağmen bazı hastalıkların neden iyileşmediği sorusuna
yanıtın buğdayda bulunabileceğini anlattı.
“Aslında beslenme alışkanlıkları, vücudumuzdaki birçok hastalığa
temel oluşturuyor. Modern yaşam tarzının bizleri nasıl hasta
ettiğini öğrendiğimde klasik fizik tedavi uzmanlığından çıkmam
gerektiğini anladım. Beslenmenin temeli olan besin duyarlılığıyla Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon
karşılaştım. Peki, ‘bu doktor o yemini etmedi mi acaba’ sorusu varsa Uzmanı Dr. Ferda Firdin
kafanızda açıklayayım. Hipokrat ‘Yiyecekleriniz ilacınız, ilacınız da
yiyecekleriniz olsun’ demiştir” diyen Firdin şöyle devam etti:
“İnsandaki evrim buğdayın hızına yetişemedi”
“Beslenmemiz değişse de genetiğimiz hep aynı. Belki avcı-toplayıcı değiliz ama hala o genlerle
yaşıyoruz, henüz büyük bir evrim geçirmedik. Buğdayın gelişimine baktığımız zaman 12 ila 15 bin
yıl içerisinde evrim geçirdi. Bu insan bedeninin evrimi için kısa bir süre… Bu durumda, her zaman
yediğimiz buğday ile bağırsaklarımız arasında bir uyumsuzluk ortaya çıkıyor. Bağırsaklarımız onu bir
yabancı madde olarak görmeye başlıyor. Çünkü alıştığı, milyonlarca yıldır yediği şey değil o. Bizim
bedenimiz onun kadar çabuk değişemedi. Asıl sorun bu…”
Buğdayın tarihiyle ilgili bilgiler aktaran Dr. Ferda Firdin, günümüz buğday çeşitleri ile ilkel buğday
arasındaki protein ve karbonhidrat miktar farklarının ciddi olduğunu ifade etti. Buğdayın genetiğinin
değişmesiyle insan vücudunun buğdayı parçalayamadığını ve dolayısıyla sindiremediğini anlatan
Firdin şöyle devam etti:
“Şizofreninin bile glutenle bağlantısı var”
“Asıl sorun da burada başlıyor. Bilinmeyen nörolojik hastalıkların yüzde 57’sinden buğday ve glüten
sorumlu aslında… Mesela ‘Gluten Attacks’ denilen olayda hasta denge sorunu yaşar, düşecekmiş
gibi davranır. Testler yapılır sebebin ne olduğu anlaşılamaz. Sebep, duyarlılık testinde çıkar ancak .
Glüten kesildiği anda ataklarda belirgin derecede gerileme olur. Epilepsi hastalarına ekmek vermeyi
durdurursanız, hem ilaç ihtiyacı azalır, hem de geçirdiği nöbetler... Hislerinizi azaltan, yürümenizi
zorlaştıran el ve ayakuçlarındaki sinir ucu iltihaplarının nedeni de buğdaydır. Sürekli baş ağrılarının
en az yüzde 50’sinde glüten hassasiyeti saptanmıştır. Anksiyete, depresyon, dikkat eksikliği ve
hiperaktivite sendromlarında da buğdayın çok ciddi yeri var. Orta düzey otizmli çocuğa şeker ve
buğday vermeyi kestiğinizde, hastalık hafif ya da yok denecek duruma kadar gelebiliyor. Şizofreni,
psikiyatrik hastalıklarla tahıl arasındaki ilişkinin ilk tespit edildiği rahatsızlıktır. Çözümsüz gibi gelen
şizofreninin bile glütenle bağlantısı var.”
Ferda Firdin, tüketimin yoğun olduğu kültürlerde ekmek kesildiğinde kişinin, aynen morfin
bağımlılığından kesilmiş gibi büyük bir tepkiyle ekmek aradığını belirterek, “Ekmeksiz kaldım, eyvah
aç kalacağım diye, mutsuz oluyor insanlar. O yüzden insanları ekmekten kurtarmak zor oluyor.
Buğdaydan yapılmayan ama tadını ekmeğe benzettiğimiz gıdaları tüketmeleri konusunda hastaları
ikna etmeye çalışıyoruz. Morfin bağımlılığından kurtulmak o kadar kolay değil. Nasıl ispat edilmiş?
Morfin zehirlenmesinde kullanılan bir antidot var. Aynı şeyi buğdayda verdiğinizde aynı reaksiyonu
alıyorsunuz” dedi.
- 433 -