Page 502 - BURSA BAROSU ÇALIŞMA RAPORU 2016-2018
P. 502
BARO BÜLTENLERİ
“Biz o zaman da tehlikeye
işaret eden, yargının erozyona
uğradığı yönünde eleştirilerde
bulunan bir kurum ve
mensuplarıydık. Bizler bu ülkede
2010 referandumunu yaşadık.
Bursa Barosu ve birçok baro ve
elbette Türkiye Barolar Birliği,
2010 referandumuna konu
olan anayasa değişikliğine hayır
demiştik. Temel sebebi HSYK
yapısının cemaate bağlanacak
olmasıydı. Bu tehlikeye dikkat
çektik ama dinlenmediler.
Öyle bir HSYK meydana geldi
ki, bütün illerde özel yetkili
hakimler ve savcılar O HSYK
tarafından atandı. Hepinizin
bildiği 17-25 Aralık süreci de
o atamalarla kategorize edildi
ve gerçekleştirildi. Sonra da
15 Temmuz geldi, ardından cadı avı başladı. HSYK seçiminde FETÖ yapılanması lehine oy kullanan
5800’e yakın hakim savcı vardı ve tek tek cımbızla arandı. Gelinen noktada 4400’ü görevden alındı, 2
binden fazlası da tutuklandı. Görüldü ki 4400 içerisinde masum olanlar da var. Suça iltisakı olmamış,
FETÖ’nün sağından solundan geçmemiş onlar, yüzler, belki binler var. Bir kısmına hakları iade edildi.
Bir kısmı hala hukuk mücadelesi sürdürüyor. Bir taraftan da elde büyüteçle o 5800 sayısına ulaşılmaya
çalışılıyor. Bunu yaratan iklim neden sorgulanmadı, sorgulanmıyor?
Hangi dine, hangi ideolojiye göre?
Biz Avukatlık Kanunu değişikliğine karşı değil miydik? Elbette ona da karşıydık. O zaman da 150 avukatın
yan yana gelip dernek kurma rahatlığıyla bir baro kurabileceği yönünde iddialar tartışmaya açılmıştı.
2013 yılında bu taslağa bütün avukatlar, bütün barolar şiddetle karşı çıktı ve rafa kaldırıldı. Belki
iktidar için zamanlaması doğru ama hiç de doğru olmayan bir zamanda ki, herkes Afrin Harekatı’na
odaklanmışken, ‘Efendim bu Barolar Birliği’nin önündeki Türkiye kelimesini kaldırın!’ Bu barolar belli
kişilerin, belli ideolojilerin güdümünde, onları da kapatalım, yerine yenilerini açalım. İsteyen istediği
baroya üye olsun! Hatta baroya üye olma zorunluluğunu da kaldıralım!’
Peki biz neyle mücadele ediyorduk? Biz Fethullahçı yapılanmaya neden karşı çıkıyorduk? ‘Yargıyla
birlikte savunma makamını da parselleyecekler’ demiyor muyduk? Bu onların projesi değil miydi?
Bunu, onlar istemiyor muydu? Siz ne yapmaya çalışıyorsunuz? Ülkenin bütünleşmeye ihtiyacı varken,
siz her ilde, bölgesel, etnik, din ve mezhep eksenli, farklı ideolojilere sahip barolar mı kuracaksınız?
Sosyal sınıf ve gelir durumunu belirten, diğer bir deyişle zengin-yoksul barolar mı kuracaksınız? Aidatı
5 bin lira olan elit barolarla, aidat bile ödeyemeyecek olan avukatları bir araya getiren, harçlıklarından
biriktirdikleriyle ofis tutmaya, örgütlenmeye çalışan yoksul barolar mı kuracaksınız? Birileri, plazalarda
ruhsat töreni gerçekleştirecek, birileri başsavcılığa gidecek ‘bize bir oda gösterirseniz bugün ruhsat
törenimiz var’ mı diyecek? Baroları, kimliklere, kişiliklere, dine, mezhebe, ideolojiye göre mi
böleceksiniz? Neye göre böleceksiniz?
Baroların gelirlerini avukatlar yaratıyor!
Bir de kamu kaynağı aktarılmayacakmış! Allah aşkına hangi kamu kaynağını aktarıyorsunuz? Bilelim
biz de öğrenelim. Baro pulu dediğiniz, avukatların kendi ceplerinden, alabilirlerse müvekkillerinden
aldıkları paralarla alınarak vekaletnameye yapıştırılır ve sonrasında barolar ve Barolar Birliği’ne
- 478 -