Page 503 - BURSA BAROSU ÇALIŞMA RAPORU 2016-2018
P. 503

BARO BÜLTENLERİ



               kaynak olarak aktarılır. İçinde bulunduğunuz eğitim merkezi, yine başucunuzda bulunan hastaneler…
               Biliyor musunuz, 106 bin avukatın sağlık güvencesi; stajyerlere ödenen 2 yıl ödemesiz aylık 600 lira
               kredi; bütün staj eğitim harcamaları; 69 yaş üstü meslektaşlarımızın munzam emeklilik yardımları
               buradan  karşılanıyor.  Bu  kaynağı
               yaratan  da  biziz!  Bu  kaynak
               kamudan gelmiyor. Hangi kaynağı
               keseceksiniz?


               Adli  Yardım  ve  CMK…  Hangi
               yöntemle  keseceksiniz?  Barolar
               avukat      görevlendirmeyecek!
               Vatandaş,  hakkını  korumak  için
               Adalet  Bakanlığı’ndan  avukat
               isteyecek. Suça sürüklenen çocuk
               kendini  savunmak  için  Adalet
               Bakanlığı’ndan  avukat  isteyecek.
               Koca şiddetine uğrayan kadın Adalet Bakanlığı’na başvuracak. Hakim, bakanlığın kadrolu memuru.
               Savcı bakanlıktan maaş alan, kamu adına hareket eden kadrolu memur… Avukatı da siz memur haline
               getirdiğinizde hangi yargılamadan, savunmanın hangi kutsallığından söz edeceksiniz! Üçlü sacayağını
               metal parçasına çevireceksiniz! Kusura bakmayın ama tek çubuk üzerinde tencere durmaz! Olmaz!


               Tüm baroların önceliği, hukukun üstünlüğü!
               Savunma dünyanın her yerinde özgürdür. Bağımsızdır. Gücünü de oradan alır zaten… Hiçbir iktidar,
               hiçbir ideolojinin önünde eğilmez, bükülmez. Savunma onun için vardır. Onun için yaşamalıdır. Bütün
               monarşilerde, bütün krallıklarda yargı sistemi ve sırmalı cübbeli hakimleri, savcıları vardır. Ama sadece
               demokratik düzende avukat vardır. Bunun farkına varmak gerekir. 79 baro içerisinde bir tanesi bile
               iktidar gibi düşünmez mi? En az yarısı belki de… Ama hepimiz önce hukuk ve hukukun üstünlüğü
               diyoruz.


               Bir  baro  başkanı  emniyette  bir  meslektaşının  hakkını  ararken  hukuka  aykırı  durumu  telefonuna
               kaydederken,  polis  memuru  ‘telefonuna  el  koyarım’  diyebiliyor.    Yarın  baroların  kapısına  kilit
               vurulduğunda bir polis memuru, bir mübaşir, bir katip, size istediği gibi davranır. Ben kendi adıma
               değil, sizin hakkınızı savunmak için orada bulunuyorum. Konuşma, savunma hakkı verilmediğinde siz
               de itiraz edemeyeceksiniz. Çünkü sizin adınıza orada bulunan avukat da itiraz edemeyecek. Böyle bir
               korku iklimi yaratmaya hiç kimsenin hakkı yok.


               Burhan Kuzu, anayasa hukuku profesörüdür. Benim de hocam ama hukuk bilmiyor! Savunma nedir
               bilmiyor! ‘Neden bu barolar Ergenekon’da, Balyoz’da vardı da FETÖ’de yok’ diyor. Savunma mağdurun
               yanında olur! Savunma, hakkı ihlal edilen, haksız yere tutuklanan, paşaların, gazetecilerin, sıradan
               vatandaşın, memurun, işçinin yanında olur. Soma’da işçinin, Suruç’ta katliama uğrayanların yanında
               olur.  Tacize,  tecavüze  uğrayan  çocuğun,  kadının  yanında  olur.  Avukatlar,  devletin  bütün  gücü  ve
               tasarrufuyla gördüğü bir davanın savcısı gibi hareket etmez. Elbette ki katılanı olur. Müştekisi olur.
               Bursa Barosu, FETÖ örgütlenmesinin Sincan’daki çatı davasına ilk katılma talebini veren kurumdur.
               Baro’dur demiyorum, ilk kurumdur. Dün gazetelerde okumuşsunuzdur. İlgisi alakası olmayan, merdiven
               altlarında kurulmuş günlük derneklerin bile katılma talebi kabul edilmişken, doğrudan zarar görmediği
               iddiasıyla  Bursa  Barosu’nun  katılma  talebi  Sincan  Ağır  Ceza  Mahkemesi  tarafından  reddedilmiştir.
               Hangi hakla reddediyorsunuz? Avukatlık Kanunu’nu bir kez okusanız, hakkınız olmadığını görürsünüz.
               O kararı veren mahkeme, en azından Burhan Kuzu’yu dinleseydi! Burhan Kuzu size, baroların orada
               olmadığını  söylüyor.  Ama  olan  baroyu  da  siz  kapı  dışarı  ettiniz.  Ki,  Bursa  Barosu  Fethullah  Gülen
               yapılanmasında doğrudan zarar gören bir kurumdur. Doğrudan zarar görmüş bir tüzel kişiliktir. Bunu
               ben söylemiyorum. O yapılanmada yer alan avukatların duruşmalarda verdikleri sanık/tanık ifadeleri
               söylüyor. ‘Biz Bursa Barosu’nu ele geçirmek için dernek örgütlenmesi yaptık diye ifade verdiler. Adeta

                                                          - 479 -
   498   499   500   501   502   503   504   505   506   507   508