Page 162 - BURSA BAROSU ÇALIŞMA RAPORU 2016-2018
P. 162
BARO BÜLTENLERİ
olduğundan bahisle oyçokluğu ile
iptal etmiş ve iptal kararının Resmi
Gazete’de yayımlanmasından
başlayarak 1 yıl sonra yürürlüğe
girmesini uygun bulmuştu. Anılan
karar 11.12.2015 tarihinde resmi
gazetede yayınlandığından 103/2.
maddesinin yeniden düzenlenmesi
için önümüzde kısıtlı bir sürenin
kaldığı da aşikardır.
Biz Bursa Barosu olarak Çocuklara
yönelik cinsel istismarı ele alan
TCK’nın 103/2. maddesinin
Anayasa Mahkemesi tarafından
iptal edilmesinden sonra farklı
platformlarda endişe ve kaygılarımızı
dile getirerek TBMM’nde Çocuk
Hakları Komisyonu kurulması yönünde öneri ve talepte bulunmuştuk. Bu öneri ve talebimizi çocuk
hakları konusunda emek ve çaba sarfetmiş avukat, hakim, savcı, sosyolog ve pisikolog görüşleri ile
desteklemiştik. Bursa Barosu TBMM de çocuk hakları komisyonu kurulması için Bursa’nın hukukçu
milletvekilleri başta olmak üzere milletvekillerinden destek istemiş, gerek yerel, gerekse ulusal yazılı
ve görsel basına yaptığımız açıklamalar ile de endişe ve kaygılarını kamuoyu ile paylaşmıştı. İçerisinde
bulunduğumuz süreç ve TCK 103/2 maddesi görüşülürken ortaya atılan ve kamuoyunda “tecavüzcülerin
affı” olarak adlandırılan geçici madde değişikliği maalesef endişelerimizde haksız olmadığımızı gösterdi.
17 Kasım 2016 gecesi TBMM Genel Kurulun’a verilen değişiklik teklifine alelacele eklenen geçici madde
teklifi ile, cinsel istismar failinin mağdur ile evlenmesi halinde verilen cezaya yönelik olarak hükmün
açıklanmasının geri bırakılmasına karar verileceği düzenlemesi önerilmiştir. Bu düzenlemeye göre;
“Cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir neden olmaksızın 16/11/2016 tarihine kadar işlenen
cinsel istismar suçunda, mağdurla failin evlenmesi durumunda, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231.
maddesi’ndeki koşullara bakılmaksızın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, hüküm verilmiş ise
cezanın infazının ertelenmesine karar verilir. Zamanaşımı süresi içinde evliliğin, failin kusuruyla sona
ermesi halinde fail hakkındaki hüküm açıklanır veya cezanın infazına devam olunur. Bu fıkra uyarınca
fail hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına veya cezanın infazının ertelenmesine karar
verilmesi durumun da, suça azmettiren veya işlenişine yardım edenler hakkında kamu davasının
düşmesine veya infazının ortadan kaldırılmasına karar verilir.” Şeklinde bir hüküm getirilmek istenmiştir.
Bu öneri çocuklara tecavüzü adeta suç olmaktan çıkarır nitelikte olup açıkça çocukların cinsel
dokunulmazlığına karşı bir saldırıdır. Çocukların cinsel dokunulmazlığı aleyhine yapılan hiçbir
düzenlemenin biz hukukçular tarafından kabul edilebilir bir tarafı olmadığı gibi kamu vicdanında
da yeri olmadığını belirtmek zorundayız. Yapılmak istenen düzenleme ile adeta çocuk istismarları
kurumsallaştırılmak istenmektedir.
“ENDİŞELİYİZ”
Bilinmelidir ki, çocuk ve kadına yönelik şiddet ve cinsel saldırı suçları; Türkiye’nin de taraf olduğu İstanbul
Sözleşmesi’nde de açıkça belirtildiği gibi uzlaştırma ve arabuluculuğun asla kabul edilemeyeceği bir
alandır. Yine getirilen düzenleme ile, 15 yaşından küçük çocuklara yönelik cinsel istismar suçunun
failleri cezasız bırakılacaktır. Bu teklifin yasalaşmasından sonra sıra evlenme yaşının çok daha aşağılara
belki de onbeşe indirilmesi getirilecek ve çocukların yanında kadınların da eve kapatılması, toplumsal
hayattan dışlanması, istismar yoluyla da olsa “evinin kadını yapılması” sürecini başlatılacaktır.
“ENDİŞE İLE KARŞILIYORUZ”
TBBM’nin cinsel istismar vakıaların önlenmesine ve çocukların istismardan kurtarılmasına yönelik
hamleler yapması gerekirken ve yine bu kapsamda çocuk hakları komisyonu kurulmasını beklerken
bunun tam aksi yönünde bir yasa teklifinin gelmesini büyük üzüntü ve endişe ile karşılıyoruz. Bu
içerikteki bir yasa değişikliği suçu önlemez. Salı günü yapılacak oylamada tasarının meclisten geçmesi
çocuk yaşta evlilikleri ve suçu özendirir, suçluyu ödüllendirir ve tecavüzü de suç olmaktan çıkarır.
- 138 -