Page 715 - BURSA BAROSU ÇALIŞMA RAPORU 2016-2018
P. 715
Baro Komisyonları
● 31 Mart - 1 Nisan 2018 - Diyarbakır Barosu Çocuk Hakları Çalıştayı
Diyarbakır Barosu ev sahipliğinde gerçekleştirilen Çocuk Hakları Çalıştayı’na Bursa Barosu da
katıldı. Bursa Barosu Çocuk Hakları Komisyonu Başkanı Av. Atakan Arar, Komisyon Üyesi Av. Mefharet
Öztürk ve Stajyer Av. Kübra Gökay Bursa Barosu’nu temsilen çalıştayda yer aldı.
İki gün süren Çocuk Hakları Çalıştayı’nın sonuç bildirgesi şöyle:
“Biz Baroların Çocuk Hakları Komisyonlarının temsilcileri olarak 31.03.2018 – 01.04.2018 tarihlerinde Diyarbakır
Baro’sunun ev sahipliğinde gerçekleştirdiğimiz toplantıda, aşağıdaki konularda çocuk hakları ile ilgili adalet ve koruma
sistemi içerisinde karşılaştığımız sorunları ele aldık:
1) Çocuk istismarı
2) Çocuk evlilikleri
3) Çocuk istismarı materyalleri
4) Aile içerisinde ve aile hukukunu ilgilendiren sorunlarda çocuğun korunması
5) Kurum bakımında çocuğun korunması
6) Medya ve bilişim alanlarında çocukların korunması
7) Çocuk yargılaması
8) Ceza infaz kurumlarındaki çocuklar
9) Çocuk işçiliği
10) OHAL’in çocuklar üzerindeki etkileri
11) Güvenlik tedbirlerinin uygulanması sırasında meydana gelen çocuk hakkı ve çocuğun yaşam hakkını ihlalleri
Aşağıdaki sorunlar üzerinde çalışmamız gerektiğini tespit ettik:
İstismar mağduru çocuklarla ilgili koruyucu hizmet olarak düşünülen Çocuk İzlem Merkezleri ve Adli Görüşme Odalarının,
henüz her yerde bulunmamakta, olan yerlerde ise personel eksikliği başta olmak üzere pek çok alt yapı eksikliği
bulunmaktadır. Bu durum, istismar mağdurlarının ifadelerinin karakollarda alınmasının tercih edilmesine neden
olmaktadır. Uzman olmayan soruşturma ekipleri nedeniyle yeterli delil toplanamamaktadır. Mağdur ve ailelerin de hakları
konusunda yeterli bilgiye sahip olmamaları delillerin toplanmasını olumsuz etkilemekte ve ailelerin dava açma veya takip
etme konusunda çekimser kalmasına neden olmaktadır. Bu konuda çözüm olabilecek, Mağdur Hakları Daire Başkanlığı
ile ilgili yasa acilen çıkarılmalıdır. ASP Bakanlığının istismar davalarına müdahil olması, çocukların sosyal hizmetlerden
yararlanmasını kolaylaştırmamaktadır. Bu durumda çocuğun haklarını savunacak sivil toplum temsilcilerinin ve baroların
katılım talepleri ise reddedilmektedir. Türk Ceza Kanunun cinsel suçlara ilişkin düzenlemeleri, çocukları cinsel istismardan
korumak konusunda yetersiz kalmakta, çocuk istismarı materyallerinin (çocuğun müstehcen görüntüleri vb.) üretimi ve
yayınlanması cinsel istismar suçu kapsamında düzenlenmemekte, öte yandan akran çocuklar arasındaki eylemlere ilişkin
çocuklara özgü düzenlemeler içermemektedir. Boşanma davalarında çocukla ebeveyn arasında kişisel ilişkinin kurulmasına
yönelik kararların verilmesi ve uygulanması sırasında çocuğun yararının tespiti ve takibi yapılamamaktadır. Korunma
ihtiyacı incelemeleri (kabul ve kaldırma) dosya üzerinden yapılmakta, çocukların görüşleri alınmamakta, çocuklara vekil
tayin edilmemekte, bu kararlar verilirken velayet ve kişisel ilişki düzenlenmemektedir. Bu da çocuğun kurum bakımında
veya koruyucu aile yanında iken temsiliyeti ile ilgili konularda sorun yaşanmasına neden olmakta ve haklarının kullanılması
ve korunmasını zorlaştırmaktadır. Koruma altındaki çocukların kamu vasisinin, bakım hizmeti veren kuruluş çalışanlarından
oluşması, bakım hizmetinden kaynaklanan hak ihlallerine karşı korumasız kalmalarına neden olmaktadır. Bakım hizmetine
ihtiyaç duyan veya herhangi bir kurumdan hizmet alma ihtiyacı olan LGBTİ çocuklara özgü kurumların bulunmaması,
korunmalarını güçleştirmekte, bulundukları kuruluşlarda onları risklere karşı korumasız kılmaktadır. Çocuklar; atölyeler,
mevsimlik gezici tarım işleri gibi çocuk işçiliğinin en kötü biçimleri de dahil olmak üzere gelişim ve güvenliklerine aykırı
- 691 -