Page 443 - BURSA BAROSU ÇALIŞMA RAPORU 2016-2018
P. 443
BARO BÜLTENLERİ
herhangi bir öğrencim o yetkiyi alma hakkına sahip. Eskilerin tabiriyle bir kasa bir masa şirketleriyle
yapılan eğitimlerle verilen belgelerin çok fazla bir karşılığı yok.
Bu yetkinliği güvence altına alacak bir mekanizmayı üniversiteleri içine katacak şekilde birlikte
tartışmamız lazım.
Türkiye’de iş müfettişleri arasında sadece bir hekim arkadaşımız vardı. O da emekli oldu. Şimdi tıp
alanından gelen tek bir müfettiş yok. Yine Bursa’da 60 müfettiş var ama 6 binin üzerinde işyeri var. Bu
bile periyodik denetlemenin olamayacağına temel bir göstergedir.
Meslek hastalığı dendiğinde aklımıza ilk tazminat geliyorsa da, bu konuda mücadele yürütemeyiz.
Çalışan sağlığı uygulama ilkeleri:
Kişiyi uygun işe yerleştirmek… Bizim sistemimiz, işe giriş muayenesiyle çözüyor! İşyeri hekiminin
handikapları var! İşe giriş muayenesinde ‘evet bu işte çalışabilir’ derse kişi işe alınacak, bu işte çalışırsa
bazı sorunlar olabilir gibi kafasında soru işaretleri varsa bu kişi işe alınmayacak. Resmi işsizlik rakamı
yüzde 10, sendikalara göre ise yüzde 20’nin üzerindeyken bu yükü hangi işyeri hekimi kaldırabilir?
Ya da periyodik muayene sırasında bir işçide sağlık sorunu ortaya çıktığını görüyor, patrona diyor ki bu
işçinin işini değiştirin! Patron, ‘ya devam edecek ya da parası neyse veririm çıkarırım’ diyor. Bu süreçte
etik sorunların varlığını da paylaşmamız gerekiyor.”
“Eğer işçiler meseleye sahip çıkmıyorsa çözüm zor”
Sempozyumun son konuşmacısı ODTÜ İktisat Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yıldırım Koç da “İş Kazaları
ve Meslek Hastalıklarının Önlenmesinde Sendikaların Yükümlülüğü” konulu konuşma yaptı.
Koç şöyle konuştu:
“1864’te kurulan 1. Enternasyonal tüzüğünün ilk maddesinde ‘işçilerin kurtuluşu kendi eseri olmalıdır’
der. Olacaktır, olabilir filan değil. Galiba bizim işçi sağlığı ve iş güvenliği yaklaşımında da temel ilke
- 419 -